IMF heyeti 5 Ocak haftası Hazine'nin daveti üzerine Türkiye'ye gelecek ve uzun zamandır 'Yalan Rüzgarı' dizisine dönen Türkiye- IMF ilişkileri böylelikle netlik kazanmış olacak.
Türkiye'nin kredi krizi nedeniyle IMF'den gelecek kaynağa ihtiyacı var. Neden mi? Çünkü, Türkiye tasarruf fakiri bir ülke. Yeteri kadar tasarrufumuz olmadığı için büyümemizi yabancıların tasarrufları ile finanse edebilmekteyiz.
Bir başka ifadeyle, büyümesi yabancı sermaye girişlerine endeksli bir ekonomiyiz.
Yabancı sermaye girişlerinin yüksek olduğu dönemler yüksek büyüme hızlarına erişebilirken, girişlerin azaldığı dönemler büyüme hızımız düşüyor. Son dönemde olduğu gibi yabancı sermaye çıkışı yaşadığımız dönemlerde ise ekonomimiz daralmaya başlıyor.
Dış dünyada işler yolunda giderken ülkemize oluk oluk yabancı sermaye girişi vardı.
Yabancı sermaye ülkeye 3 şekilde giriyordu:
1- Kredi girişi: Bankalarımız, şirketlerimiz yurt dışından döviz cinsi borçlanarak ülkeye kredi şeklinde yabancı sermaye sokuyordu.
2- Portföy girişi: Yabancı sermaye cazip faiz sunan Hazine kağıtlarımızı, yüksek getiri imkanları veren hisse senetlerimizi almak için ülkemize giriyordu.
3- Doğrudan yabancı sermaye girişi: Yabancı sermaye ülkemizin önde gelen finans ve reel sektör kuruluşlarını satın almak ya da sıfırdan fabrika, hizmet sektörüne yönelik şirketler kurmak için ülkemize geliyordu.
Küresel kriz yabancı sermaye girişlerinin ciddi şekilde azalmasına neden oldu. Özel sektör ve bankalarımız eskisi gibi ucuz ve kolay kredi bulamıyor. Yabancılar ülkemizdeki Hazine kağıtlarının ve hisse senetlerinin bir kısmını satıp çıktı. Şirket satın almak için gelen yabancı sermaye bıçak gibi kesildi.
Yabancı sermaye girişlerinin azalması ve hatta çıkışların başlaması da ekonomik aktivitemizi ciddi şekilde vurdu.
Üçüncü çeyrekte büyüme hızımız son 6 yılın en düşük düzeyine geriledi. Dördüncü çeyrekte 2001 krizinden sonra ilk kez ekonomik daralma yaşıyor olacağız.

Köprüyü geçene kadar...
Dolayısıyla azalan yabancı sermaye girişlerini başka bir kaynaktan telafi etmemiz gerekiyor.
Bu kaynak da IMF. Küresel kriz bitene kadar, yabancı sermaye girişleri yeniden hızlanana kadar derenin karşısına geçebilmemiz için köprüye yani köprü finansmanına ihtiyacımız var. IMF'den gelebilecek kaynak da tam bu işlevi görecek. Bu sayede küresel krizin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerini bir miktar azaltabilmiş olacağız.
Beklentimiz, hükümetin IMF'den 20-25 milyar dolarlık kaynağı 18 aylık vadede alabileceği yeni bir normal stand-by anlaşması yapacağı yönünde. Yeni yılın başında IMF ile anlaşma yapacağımızı düşünüyoruz. Böyle bir anlaşma ekonomik daralmamızı sınırlandıracağı gibi dolar kuru üzerindeki baskıların da ciddi şekilde azalmasını sağlayacaktır.