Yüzyılın en büyük finansal krizi yaşanıyor. Kredi piyasalarında yaşanan tıkanıklık kredi hacminde ciddi daralmaya neden olurken, daralan kredi hacmi de küresel ekonomiyi 6 yıl sonra ilk kez resesyona soktu. Bundan sonraki süreçte ekonomik birimlerin odak noktası, küresel ekonominin ne zaman toparlanacağı. İşte tam bu noktada uzmanlar arasında büyük bir görüş ayrılığı mevcut. Toparlanmanın 2010'u bulacağını düşünenler de var, 2009'un sonlarında başlayacağını düşünenler de. Evet, yüzyılın en büyük kredi krizi yaşanıyor. Ancak, hem para hem de maliye politikaları kanalıyla devreye sokulan önlemler de tarihte emsali görülmemiş büyüklükte. ABD ekonomisinin, yüksek dozlu teşvik paketlerine 2009'un üçüncü çeyreğiyle birlikte tepki vereceğini düşünüyorum. Dolayısıyla, ABD ekonomisinin 2008'in son çeyreğinde yüzde 4.5, 2009'un ilk çeyreğinde yüzde 2.5, ikinci çeyreğinde de yüzde 0.5 düzeylerinde daraldıktan sonra, yılın ikinci yarısıyla birlikte yavaş da olsa büyüme dönemine geçmesini bekliyorum. ABD ekonomisinde yılın ikinci yarısında başlamasını beklediğim toparlanma sürecinin Türkiye ekonomisine olumlu yansıması ise 2010'un başını bulacaktır. Piyasalar açısından ise durum biraz farklı. Piyasalardaki dip noktanın, ekonomideki dip noktadan daha önce görülmesi söz konusu. Piyasaların 2009'un ilk çeyreğinde büyük bir satış dalgası ile yeni bir dip arayışı içine girmesini bekliyorum. Bu satış dalgası muhtemelen yeni Başkan Obama'nın planladığı 850 milyar dolarlık 'ekonomik teşvik paketi'nin yaratacağı olumlu havanın ortadan kalkmasından sonra başlayacaktır. Bu satış dalgası sırasında görülecek düzeylerin ise 2008-09 resesyonunun dip noktaları olacağını ve bu satış dalgasının arkasından yıllara yayılacak ılımlı bir yükseliş eğiliminin başlayacağını düşünüyorum. Dow Jones Endeksi'nde 7.500'lü seviyeler ve İMKB 100 Endeksi'nde ise 20.000-21.000'li düzeylerin uzun vadeli (1-2 yıl vadeli) düşünen yatırımcılar için son derece cazip alım seviyeleri olduğu görüşündeyim.