Hükümetin IMF ile 'paraya dayalı' anlaşma konusunda müzakereleri devam ediyor. Müzakereler sona ermediği için de, 'her sorunu çözecek sihirli değnek' olarak görülen ekonomik önlemler paketi de açıklanamıyor. IMF ile hükümet arasında özellikle bütçe konusunda anlaşmazlıkların olduğu biliniyor. IMF: 1- Yüzde 4 ekonomik büyüme öngörülen, tüm gelir ve harcama varsayımları bizce ve IMF'ce de ulaşılması imkansız görülen yüzde 4'lük büyüme varsayımı üzerine kurulu bütçe kalemlerini gerçekçi bulmuyor... 2- Merkezi yönetim bütçesi dışında kalan kamu kesiminin, yani daha açık söylemek gerekirse belediyelerin seçim öncesi artabilecek harcamalarından endişeli... Özetle, IMF geçmişteki 'en büyük müşterisi' Türkiye ile anlaşmak istiyor. Türkiye'ye kaynak aktarmak istiyor. Ancak, vereceği kaynak karşılığında son yıllarda olduğu gibi 'mali disipline' her daim sadık kalınmasını istiyor.
Anlaşacağımızı düşünüyoruz Hükümet son dönemde bizlerin uzun zamandır hesapladığı gerçeği gördü. Yabancı sermaye girişlerindeki azalmanın, Türkiye'nin 2009 yılında finansman açığı yaşaması ihtimalini çok yükselttiğini gördü. Zor bir seçimle karşı karşıya olduğunu biliyor. Ya IMF'den alınacak kaynakla finansman açığını kapatacağız ve yavaş da olsa 2009 yılında büyüyebileceğiz, ya da açık vermeyeceğiz ve ekonomik daralma yaşayacağız. Bir tarafta hep eleştirilen IMF ile yeni bir yola girmek var. Diğer tarafta hızlı büyürken dahi yeni iş imkanı yaratmakta zorlanan ekonomimiz daralacak ve işsizlik oranı hızla yükselecek. Zor bir seçim, ancak son dönemde hükümetin IMF ile yola devam etme konusunda daha ılımlı bir anlayış sergilediğini gözlemliyoruz. Başbakan Erdoğan'ın dün "Bu hızla giderse IMF ile anlaşma yılbaşına yetişebilir" açıklaması, IMF ile 'orta noktada' buluşulma ihtimalinin yükseldiğinin işareti... IMF ile anlaşacağımızı düşünüyoruz. Bunun ekonomi üzerindeki etkisi olumlu olacaktır. Üstelik IMF ile anlaşılması durumunda, Türkiye'nin özel sektör borçlanma kanalı dahil tüm finansman kalemlerinde de bir miktar iyileşme yaşanacak ve küresel krizin olumsuz etkileri hafifleyecektir. Kur üzerindeki baskının da hissedilir derecede azalması beklenmeli. Ancak, burada önemli bir noktanın altını çizmekte fayda var. IMF'nin müdahil olduğu ekonomik önlemler paketi IMF'siz açıklanabilecek ekonomik önlemler paketine kıyasla çok daha az cömert olacaktır. IMF'nin önlemler paketindeki kalemlerin bazılarına razı gelmesi mümkün değil. Bunu da hesaba katmakta fayda var. IMF vergi indirimlerinin, transferlerin mümkün mertebe sınırlandırılmasını isteyecektir. Ancak her ne şekilde olursa olsun, içinde IMF (kaynağı) olan ama ekonomik önlemlerdeki bonkörlüğün törpülendiği bir paketin, içinde IMF (kaynağı) olmayan ama cömert ekonomik önlemlerin olduğu paketten çok daha faydalı olacağını düşünüyoruz.