Laz'ın mezar taşında şu yazı vardı:
"Hastayım, hastayım dedim inanmadınız. Ne oldi?"
İnandırmak için illa ölmek mi gerekir?
İşte, Yücel Kalınyazgan Hayatını eğitime adamış bir öğretmen. Bu ülkede özel eğitimin ne denli önemli olduğuna, geliştirilmesi gerektiğine inanmış biriydi.
Dershaneler, okullar kurdu. Ülkemiz eğitiminin gelişmesine katkılar sağladı. Özel okulların mutlaka önünün açılması gerektiğini, bu koşullarda tıkanacağımızı anlatanlardan biriydi.
Sonunda korktuğu başına geldi. Çaresizdi.
Aşamayacağı duvarın önünde çaresiz yaşamaktansa, yaşamamayı tercih etti. Derin üzüntü içerisindeyiz.
***
Bizim eğitimcilerimiz onurludur.
Öğretmenlik duruşu ve sosyal sorumluluk karakterlerine yansır. Özel okul sahipleri de çoğunlukla öğretmendir. Çalışanları zaten öyle. Yani Türkiye'nin en kültürlü sektörünü oluştururlar. Bu yüzden refleksleri farklıdır.
Kültürlü olmak, bunun gereği gibi davranmak bazen aleyhte oluyor. Sıkıntılarını dile getirirken veya haksızlığa tepki koyarken seviyeyi hep korumak zorundasınız.
Genelde çirkefliğe alışık olunduğu için, eğitimcilerin sesi pek duyulmaz.
Efendilikleri, sessiz görünmelerine ve sıkıntılarının önemsiz olduğu yanlış algısına neden olmaktadır. Bu yüzden her zaman özel okulcuların işleri yolunda bilinir.
Ama maalesef değil.
***
Yücel Hocamı bu noktaya getiren bu 3 aylık kriz olmamıştır. Özel eğitim yıllardır zaten bir krizin içerisindeydi. Bu krizin kaynağı özel okulda okuyup, özel okula karşı olan başbakanlara dayanmaktadır.
Bu zihniyetler yüzünden özel okullar hak ettikleri itibarı bir türlü göremediler.
Genel oranı Rusya'da bile yüzde 15'lerdeyken, bizde 2'yi aşamadı. Çünkü halkımızın büyük çoğunluğu özel okulların gereksizliğine inandırıldı.
Oysa ülkemizde en kaliteli ve başarılı eğitim hep özel okullarda verilmiştir.
İstihdama ve ekonomiye katkıları da ayrı bir artı olmuştur.
Buna rağmen, devlet desteğinden mahrum bırakıldılar.
Otomobilcilere fabrika arazileri hibe edildi.
Turizmcilere koylar bağışlandı. Ama okulculara gelince yok, verilmedi. Onlar borçla harçla arazi alıp, dişinden tırnağından artırarak okul yapmaya çalıştılar.
Turizme, tarıma uzun vade faizsiz krediler verilirken, "en önemli" denen eğitim mahrum bırakıldı.
İnek yetiştirenlere kredi verildi, insan yetiştirenlere verilmedi.
Dünyada müşterisi devlet tarafından cezalandırılan tek sektör bizim özel okullar oldu. Veliler, çocuklarını özel okulda okutarak, devletin üzerinden yılda en az 300 milyon dolarlık yükü almalarına rağmen, vergi ve KDV ödetilerek cezalandırıldılar.
Yabancı özel okullara verilen sınav ayrıcalığı, bizimkilere yeni bir darbe oldu.
***
Hep ücretlerin fahişliğinden söz edilir.
Lütfen aldıklarıyla verdiklerini kıyaslayın.
Bir de devlet okullarının millete maliyetini hesaplayın. Devletin daha pahalı eğitim yaptığını göreceksiniz.
Özel okulcular yoklukta mucizeler yarattı.
Krizler üst üste geldi. Şimdi zordalar.
Var olmaları için destek istiyorlar.
Onlara inanmak için daha ne bekliyoruz?