Bursa'da Trabzonspor'un liderliğini emen bir süngerdi hakemlik. Ofsayt bir golle, yenilgisine mühür bastılar. Hakemler bu sezon maç yönetmiyor zaten, ligi yönetiyorlar.
Sivasspor maçında bariz penaltısı verilmeyen Trabzonspor'un, diğer büyüklerle arayı açmasının önü, o zaman kesilmişti zaten.
Bursa'da da ipi çekildi. Görünen o ki, ligi dengeleme istasyonu iyi çalışıyor.


Fenerbahçe, Antalya karşısında Dinamo Kiev enkazından bir nebze kurtulmuş göründü.
Maçtan önce alkışlanan adam Gökhan Gönül'dü ama maçın yıldızı Lugano'ydu.


Galatasaray'da Lincoln rüzgarı esiyor. Mühendislik harikası paslarla gelen goller, Lincoln'ün eseri.
Arda'nın bir yanı buna eşlik ediyor, öte yanı boynu bükük duruyor.
Bu delikanlıya destek şart. Futbol sadece futbol değil. Futbolcular da taştan ve demirden değil.


Beşiktaş'ın saldırı gücünü sınadığı Ankaragücü maçı farklı bitebilirdi. Ama defansın verdiği gedikler, 2 puanı da götürebilirdi. "Hayallerimin 4 puan gerisindeyim" diyen Mustafa Denizli televizyonda konuşmayı, teknik direktörlükten iyi beceriyor.


Ligin hakkını verenlerin, bizler de hakkını vermeliyiz.
Sivasspor ve Ankaraspor hem keyif veriyor, hem de direncin sembolü olarak diğer takımlara örnek oluyor.
İhtilali ihtimal saymasalar da, ligin sonuna kadar bu futbol mitingini sürdürseler. Hiç olmazsa ülkemizde futbol oynanıyormuş deriz. Kimi yakacakları belli olmayan bu hakemlerle...