Bayramda kesilen kurbanlıkların görüntüleri tepki topladı.
Trafikte birbirini kesmek için fırsat kollayan toplumdan, ne bekliyorsunuz? Belediyelerin toplumun bozulması için var gücüyle çalıştığı ve televizyonların da, metreslik ettiği bir ülkede, güzelliklerin ve zarafetin anlamı kalır mı sanıyorsunuz?


Görüntüler sadece toplumu değil, toplumu yönlendirenleri de ele veriyor.
Ana kaynak televizyonlar.
Ne olduğu bilinmeyen iki kadın, canlı yayında yumruklaşıyor.
Manşetler hazır. "Canlı yayında rezalet!"
O kadınların yumruklaşma ihtimali olmasa, televizyona çıkma ihtimali de yok.
Görüntülerin topluma yansımasından, kaç cinayet çıkar, kaç saldırı? Rezaletin kalbi, kimde atıyor peki?


Yılışık bir magazin muhabiri, aklına gelen her soruyu karşısındaki ünlüye sorma hakkını kendinde buluyorsa...
Televizyon o görüntüyü yayınlıyorsa...
Özel hayatların kurban edildiğini göstermek için, kan dökülmesi mi gerekiyor?
15 yaşlarındaki üç çocuk, el öpme bahanesiyle gittikleri evde, 46 yaşındaki kadını önce dövüp, sonra tecavüz ediyorlar.
Soysuzluğun yaşı küçüldüyse, büyüyen nedir? Ve kimdir onları büyüten?


Ekranlarda her gece binlerce insan kurban ediliyor, milyonlarca insan zehirleniyor. Kendilerini eleştirmiyorlar.
O yüzden kendinizi ve ailenizi bu zehirli kutulardan çekip çıkartın.
Hayatınız tükenmek üzereyken, biraz yaşama ne dersiniz.
Televizyonlara adadığınız her saatin bedelini... Bir gün pahalıya ödersiniz.