Türkiye dünyadaki krizin ayak seslerini derinden hissediyor. Genel kaygı, finansal sistemde başlayan bu krizin reel kesimleri de etkilemesi. Kimisi reel kesimi çok etkilemeyeceğini söylüyor, kimisi yakın zamanda çok derin bir darbenin ekonomiyi alt üst edeceğine inanıyor. Bu ortamda iş yapan, yaptığı işi dünyaya satanların geceleri gözlerine uyku girmiyor. Ancak... Pek çok kişinin de belirttiği gibi bu kriz aynı zamanda bir fırsat da üretebilir. Pek çok sektör daha derli toplu çalışma gerçekleştirebilir, kendi iç sorunlarını şartlardan dolayı daha hızla aşabilir. Bu amaçla yapılan bir toplantı için Antalya'dayız. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği'nin düzenlediği "Maden ve Doğaltaş Sektörü Değerlendirme Toplantısı" nedeniyle Kemer Orange Country Otelde buluştuk. Türkiye'nin dört bir yanından gelen madenciler ve mermerciler burada kendi sektörlerini konuşuyor, mesafesi ve şiddeti kestirilemeyen, geçip geçmediği bilinemeyen finansal kriz ortamında kendi sektörlerinin daha dayanıklı olması için neler yapılması gerektiğini konuşuyorlar. Ali Kahyaoğlu derneğin İstanbul Başkanı olarak ev sahibi. Toplantılar daha başlamadan Ali Bey ile genel konular üzerinde konuşma şansı bulduk. Her şeyden önce bu toplantının sektöre moral aşılamak ve birlikteliği güçlendirmek için gerçekleştirdiğini söylüyor. Ekonomik krizden bahsederken de "felaket telalığı ile gerçek uyarıcılık" arasında gidip gelerek kelimelerini seçmekte azami dikkat gösteriyor. Bütün iktisat kurallarının yerle bir olduğu dönemde zaten bir işadamından genel iktisadi verilerle ilgili net değerlendirme yapmasını beklemek insafsızlık olur. Madencilikten mermerciliğe, finansal krizden sektör yapılanmasına kadar pek çok konuda geniş bir ufuk turu attık. Ama her sıkıntının bir faydası olduğunu bu konuşmamızda bir kez daha öğrenmiş olduk. Maden ve mermer üreticileri dünyada ilk kez bir borsa kurmaya hazırlanıyorlar. Konuşmanın en sıcak ve en mutlu edici haberiydi bu. Genel olarak geç tepki veren, birlikte hareket imkanı bulmakta zorlanan bir sektörün hem pazar payının artırılması, hem de birlikte hareket edilebilmesi için bu borsa fikri gerçekten müthiş. Üstelik Türkiye madencilik ve mermer başta olmak üzere doğal taşlarda dünyada önemli bir aktör ve ilk kez İstanbul'da kurulacak borsa aracılığı ile sektörün fiyat belirleyicisi olma şansını da elde edebilecek. Bir yıl gibi bir süre biçiyorlar ama bürokrasinin yavaşlığından az da olsa şikayetçiler. Kim değil ki? Maden ve doğal taş borsası Türkiye'nin pazarlama gücünü de son derece artıracak bir proje. Ülkenin dört bir yanında dağınık vaziyette olan üretim noktaları, ürünlerin tek elden müşteriye ulaşabilmesi için büyük zorluk içeriyor. Hem üretip hem pazarlamak kolay bir iş değil sonuçta. Ama bir borsa, üretim noktası neresi olursa olsun her ürünün kendini yer bulabileceği bir pazarlama üssü olacağı için dünyanın herhangi bir yerinden gelen alıcılar Türkiye'deki bütün ürünlere çok kısa bir sürede ulaşma imkanını sahip olacaklar. İşte krizler ve sıkıntıların fırsata dönüştürülmesinin en büyük örneği bu. Gerek borsa fikri, gerekse bu toplantılardaki arama mantığının özetini şu cümleyle yapıyor Ali Kahyaoğlu; "Türkiye olarak hep fırça ve boya sattık, artık resmi bizim yapma zamanımızdır."