Geçen gün Kanal D Haber'de Mehmet Ali Birand'a bir iktisatçı prof konuk oldu. Birand şahsiyeti öve öve bitiremedi, Türkiye'nin en önde gelen iktisatçılarından biri diye sundu. Amerika'dan başlayan ve gelişmiş dünyayı çok daha derinden vuran finans kriziydi konu. Muhterem, bu konuda bilirkişi olarak ekrana sürülmüştü. Ama görünen o ki, ABD'de çıkan krizi bile AKP iktidarına yüklemeye çalışan Doğan Grubu organları, muhalif olarak kimi buluyorlarsa ekrana sürüyor, gazete sayfalarını açıyorlar. Birand'ın haber merkezi bu saygıdeğer(!) bilim adamını sanırım bu amaçla ekrana çıkardı. Biz kendisini tanımıyorduk ama Birand yere göğe koyamadı. Neyse! Soru şu; "Hocam Türkiye bu ekonomik krizde yeterince önlem alıyor mu?" Açıklaması şöyle; "Bu AKP iktidarı ekonomik krizde neleri yapamıyor, neleri beceremiyor?" Hocamız anlatmaya başladı. "Ne yazık ki gerekli önemler alınamıyormuş, iktidar bu krizi hafife alıyormuş, sadece laf üretiliyormuş..." Bla, bla bla... Sonunda Birand da sıkıldı bu kadar gereksiz laf kalabalığından ve bence hocamızın üstün öngörülerini öğrenmemize vesile olan soruyu patlattı; "Peki Hocam sizce Türkiye neler yapmalı, nasıl bir önlem almalı?" Bu kadar yoğun bir eleştirinin ardından saygıdeğer hocadan çok sıkı, duyduğumuzda "Vay be" diyebileceğimiz öneriler bekliyoruz doğal olarak. Ve onca eleştirinin ardından iki cümlelik muhteşem öneri geliyor; "Türkiye acilen IMF ile stand by anlaşması imzalamalı. Bu anlaşma dış dünyaya karşı bizi güvenilir kılacaktır." Nası yani ya... Nasıııl... Fırkalarla Türkiye gibi değil mi? IMF ile anlaşma Türkiye'yi güvenceye alacakmış... IMF dediğimiz şu ABD'nin güdümünde olan, çaresizlik içinde kalan Türkiye gibi ülkelere çok bilmiş edalarıyla gelip akıllar veren ama kendi bulundukları ülkenin finansal sistemi çökerken seyretmekten başka çaresi olmayan kurum değil miydi? Sahi o ABD'de değil mi? Sahi ABD şu an dünyanın krizi en derinden yaşayan ülkesi değil mi? Peki IMF demeç vermenin dışında ne yapabiliyor? Bütün ülkeler bu tarz ABD güdümündeki kurumlarla oluşturulan dünya düzenini değiştirmeyi tartışırken, yeni bir finansal ve uluslararası sistemin kurulması konuşulurken bizde prof ünvanını taşıyan bir hocanın önerdiği şey bu, IMF. Dış dünyaya karşı güvenimiz gelişecekmiş. Dış dünya diye kastettiği Afrika ya da Uzak Asya değil kuşkusuz, Orta Doğu hiç değil, dış dünya dediği onların kıblesi olan ABD ve Avrupa... Hani şu aralar kendi başına mehlem olamayan kel berber konumundaki dünya... Bağnazlığın, ülke sevmezliğin, AKP düşmanlığının bu kadarına da gerçekten pes! Hem de bilimi alet ederek, hem de üniversite ünvanını kullanarak pes kere pes! Doğan Medya şu an iktidar ile savaşıyor, anlayabiliyorum. Ama bu ülkenin kötüleşmesinden medet ummayı anlayamıyorum. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz, iktidara vurmak adına ülkeye vurmak kadar göz kararmasını kavramam mümkün değil. Muhalefet etmenin, iktidara çakmanın da bir adabı olmalı değil mi? Prof ünvanlı bilgi yetersizlerini ekrana çıkarmak bu yollardan biri değil. Yoksa Mehmet Ali Birand da ilhan Selçuk gibi, "Dünyada bir kriz çıkar, Türkiye bundan etkilenir, bunlar da gider" diye mi düşünüyor?