Sadece radyolarımız vardı, güne türküler ve oyun havalarıyla başlardı.
Kuşlarla bir olup, yataklarından kalkardı insanlar.
Herkes birbirini uyandırırdı üstelik.
Toplumum yasasıydı, "Küçükleri sevmek, büyükleri saymak." Sonra nasıl olduysa yoldan çıktık.
Cehaleti sömürenlerin yörüngesine girdik.
Televizyonlarda göbek atan erkekler cenneti olduk.
"Ankara havasıyla!"
***
Renkli tuzaklar kurdular çocuklarımıza.
Saygı vurgun yedi, bilgi şehvete yenildi.
Deniz Seki gibi kadınlara açıldı kapılar.
Ortasından türküler geçen evlerin kapıları, komşuluğa kapandı.
Kötülüğün mayası tuttu, giderek birbirine benzedi insanlar.
Kabalığını ve soytarılığını sergiler oldu filmlerde.
Toplum "Recep İvedik" oldu.
***
Ne olduysa, 12 Eylül'den ve televizyonlardan sonra oldu.
Türküler yandı, binlerce ev, binlerce insan öldü.
Dürüstlüğün ve ahlakın peşini bırakan insanlar, yeni bir tarz yakaladı.
Şarkıcının züppesi, gazetecinin kahpesi para eder oldu.
"En büyük asker, bizim asker" diye karga tulumba askere gönderdiğimiz gençlerimizi, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganıyla geri alır olduk.
Duyduk ki, demokrasi varmış ülkemizde.
Hak arayanların üzerine tazyikli suyu sıkan, teröriste hak veren demokrasi!
***
Önce ekmekler bozuldu, sonra insanlar.
Bozulan barış, insanların yüzünü iki karış hale getirdi.
Sokaklarda birbirine silah çatmış insanlar cehennemi olduk.
Kaza süsü verildi cinayetlere.
Kör tuttuğunu vurdu! Magandalar şehirlerde hükümdar oldu.
***
Şimdi adalet sarayları yükseliyor şehirlerde.
Gönül sarayları yıkılan bir ülkenin, gurur anıtı olarak.