Ah anam ah! Kalleş ölümlere çocuklarını kurban veren anam! Çocuklarınızın ölümlerini kadere yükleyip, sizlerin acısına sözde ortak olanlara inanıyor musunuz yoksa? Teröristlere demokratik haklar sağlayanlarla, sizlerin çocuklarınızın sırtına sıkılan kurşunlar arasındaki ilişkiden işkillenmiyor musunuz hala? O kahpeleri terörist bile saymayanlar, çocuklarımıza kıyar da, ancak ölülerimizi sayar.
"Bir-iki-üç-dört-beş.. Onbeş-onaltı..." Çocuklarınızın tabutuna sizden başka kim çakar, acının çivisini? Sizden gayri kim yere çakılır, böyle bir acı için? Bir bilseniz o kahpeleri şımartanlar kimdir? Kaçıncı Cumhuriyet'in uşakları?
***
Ah anam ah! Ağzından isyan püsküren anam! Öznesi "evlat acısı" olan cümlelerinizin derinine, kim iner sizden gayri? Amerika'nın emrine amade olan politikacılar mı? Okuduğunuz gazetelerde asker sevgisine ambargo koyanları bir tanısanız, bir daha gazete okur muydunuz? İnsanların kanını emen televizyonların, şehitler için sözde yaslı duruşunun sahte olduğunu görebilseniz, o televizyonları evinize sokar mıydınız bir daha? Gazetelere ve televizyonlara yerleştirilen Amerikan puştlarının, kahkaha tepsilerinde, kimlere servis yaptığını göremiyor musunuz hala?
***
Ah anam ah! Yüreği krater anam! "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" diye bağıranların tesellisi için mi büyüttünüz o çocukları? Yine doğurursunuz, yine büyütürsünüz, yine şehit olsunlar öyle mi? Demokrasi masalıyla teröristlerle barışık yaşayanların, ihaneti kuluçkaya yatırdığını fark etmeniz için, daha neler gerekiyor? Daha kaç şehit, daha kaç kalleş ölüm!
***
Ah anam ah! Yüreği kan revan anam! Bu zalim politikayla, daha nice evlatlar ölecek, daha nice ocaklar sönecek.
Ama sizlerin yüreğinizdeki yangın.
Mahşere kadar sönmeyecek.
***
Hırsızlara kol kanat geren politikacılarla, memleketi soyan belediye başkanlarıyla ve teröristlere af çıkaran yasalarla yerle bir edilen vatan! Çocuklarımızın ölümüyle sağolacak öyle mi? Helal olsun böyle memlekete!