2008 Pekin Olimpiyatları'nın ardından çok şey konuşuldu. Genel kanı ülkemizin başarısız olduğu, yönündeydi. Gençlik ve Spor Genel Müdürü'nden, Federasyon Başkanları'na, hatta Büyükşehir Belediyesi'ne kadar her ilgili kurum sorgulandı. Bana göre, olimpiyatlardaki başarısızlığımızın en önemli nedenlerinden biri ülkemizdeki sınav sistemidir, işi oraya kadar götürmek lazım. Evet, evet sınavlar! Hani şu meşhur OKS, ÖSS. Çok alakası var: Çünkü, öğrencilerimizin büyük bir kısmı daha ilköğretim 4. sınıf sıralarından itibaren OKS'ye, diğerleri de ÖSS'ye odaklı eğitim yapıyor? Spor, sanat ve sosyalleşme için yeterli zaman verilmiyor. Yıllardır spor özürlü bir nesil yetiştiriyoruz. Bu nedenle sadece sporda değil, diğer alanlarda da beklediğimiz başarıyı elde edemiyoruz. Dünyaya kendini kanıtlamış kaç müzisyenimiz, kaç ressamımız var? Söyler misiniz kaç edebiyatçımız, matematikçimiz var? Dünyanın bildiği bir markamız, vazgeçemediği bir ürünümüz var mı? Yok...
***
Dikkat edin, başarılı olduğumuz alanların hepsi bireysel sporlar. Takım oyunu yok. Basketbol, hentbol, yelken vb... Yok. Olamaz, çünkü takım oyunu oynamıyoruz. Herkes kendi oyununu oynuyor. İlkokul sıralarında ne yaptı bu çocuklar? Arkadaşlarıyla yeterince birlikte olup oyunlar oynayabildi mi? Hafta sonları dershane gibi ciddiye alarak yelken kursuna gidebildi mi? Voleybol oynadı mı? Dahası neye yeteneği olduğu merak edilip kariyer planlaması yapıldı mı? Fırsat tanındı mı? Maalesef hayır! Lise sıralarında? Maalesef hayır!
***
Peki ne yapıldı? İyi bir liseye girebilmek için OKS'ye, oradan da iyi bir üniversiteye girebilmek için ÖSS'ye hazırlandılar. Hafta içi okul, hafta sonu dershane, olmadı özel ders. Matematik, fen çalıştılar. Test çözdüler. Çocuklarımızın 10-18 yaş arasındaki yıllarını ziyan ettik. En güzel yıllarını. Sporu bu yaşlarda yapmayınca, başarılı olma şansı da kaybediliyor. Kazandığımız madalyalara gelince: Boks, tekvando, güreş ve halter. İlk üçü şiddet ve kavga temalı. Sonuncusu gövde gösterisi. Sanatın estetiğinden, sporun birlik ve centilmenliğinden yoksun eğitim sisteminden ancak bu çıkabilir. Atletizm demeyin sakın. Elvan'ın soyadını kaç kişi doğru söyleyebiliyorsa, başarısı o kadar bizimdir. Olimpiyatta başarılı olan ülkelerin, eğitim programları bizdeki gibi yoğun değil. Ama nitelikli. Öğrenciler yaşını yaşayabiliyor. ABD'de de sınav var, İngiltere'de... Ama bizdeki gibi, öğrencinin tüm hayatını ikame eden alaturka boyutta değil. Çocuğu yarış atı gibi koşturmuyorlar. Böyle olunca sadece sporda değil, her alanda başarılı insanlar yetiştiriyorlar. Temennim, çağdaş sınav sistemleri ve bunların gerçekçi yorumlanmasıdır, alaturka değil.