Son haftalarda gazetelerde Suudi Arabistanlı kadınların "Gümüş" dizisi üzerine haberleri çok çıkar oldu. Suudi Arabistanlı bir kadın sırf bu diziyi seyretmek uğruna sürüsünü satmış, bir başka Suudi kadının kocası onu bu dizi yüzünden boşamış. Nedeni ise dizinin başrol oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ'un fotoğraflarının kadının cep telefonunda olmasıymış. Ben de bu haberler üzerine televizyon eleştirmenlerinin efendisi sevgili dostum Yüksel Aytuğ'a bu konuyu sordum ve Türkiye'deki karşılığı hangi dizi şu anda dedim. Hiç düşünmeden "Binbir Gece" dedi. Suudi kadınların bu kadar etkilenme nedenlerini ise öncelikle yakışıklılığı dünyada tescillenmiş olan başrol oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ'a bağladı. Türk dizilerindeki kadın karakterleri kendilerine yakın hissettiklerini, yaratıcılık ve romantizmin çok yoğun olduğunu, bu tür duygulara aç olan kadınların kendileriyle çok kolay empati duygusunu geliştirdiklerini söyledi. Ve en önemlisinin de Türk dizilerinin seks ekseninde olmamasının, bu diziyi cazip kıldığını sözlerine ekledi.
Aslına bakacak olursanız Türk olsun, Yunanlı olsun, Arap olsun tüm dünya kadınlarının en büyük hayali romantik bir aşk yaşamaktır. Ama ne acıdır ki, heyecanları, muhteşem atmosferleri, duyguları sadece ve sadece dizilerde yaşama şansı olan milyonlarca kadın var. Peki bunun suçlusu kim sizce? Kadınların yüksek romantizm beklentileri mi? Erkeklerin romantizmden uzak mantıklarının sesleriyle hareket etme düşünceleri mi? Yoksa dünyadaki gerçek aşkı yaşayabilme olasılığının milyonda bir olma inancı mı?