Tüm okuduğum haberlerin yorumlarını çok isterdim ki; günü gününe yazabileyim. Fakat gazetemizin ekleri 2 gün önceden yapıldığı için bazı olaylarla ilgili yorumlarımı, duygularımı ne yazık ki geç yapıyorum. Yani gazetecilik deyimi ile haber eskiyor. Ama bir de bazı insanlar vardır ki; onlarla ilgili dilediğiniz an yazı yazabilirsiniz. İşte sevgili Osman Yağmurdereli de bunlardan biridir. Eminim herkeste ayrı bir yeri vardır. Sanat camiasında onun okulundan mezun olmayan yok gibidir. Tüm sevdiğiniz, hayranlık duyduğunuz büyük sanatçılarda onun emeği çoktur. O hem sanatçı dostu hem de gönül insanıdır. Benim de İstanbul'a geldiğimdeki ilk yapımcımdır. TRT'de yayımlanan sevgili Ayhan Önal'ın yönetmenliğini yaptığı "Bizim Mahalle" dizisi benim için çok önemliydi. Rahmetli Neriman Köksal, Tuluğ Çizgen, Üstün Asutay gibi usta oyuncularla birlikte rol aldığım yıllarda sevgi dolu, samimi, sıcak eşi Esin Hanım'ı da tanıdım. "Köpek" dizisini de birlikte yaptık ve hiçbir galaya gitmeyen Osman Ağabey ve eşi şu meşhur yangının çıktığı "Büyü" filminin galasına benim için geldi ve neredeyse ikisi de son anda kurtuldu. O dönem yaşadığım acıyı size anlatamam. Bir haftaya yakın hastanede yattı ve şu malum hastalığı başladığı dönem yine hastaneye kaldırılmıştı. Tesadüf o gün ben de o hastanedeydim ve onun da orada olduğunu duyunca ziyaretine gittim. Eşi de oradaydı. Hiç konduramadım, hiç istemedim kötü ve negatif düşünmeyi hastalığından dolayı... Ve o gün geldi, çattı... Hepimizin anılarında güzel ve zengin yürek dolusu bir arşivi var. Hem onun hem canım Esin'imin... Eşine böylesine hayran, böylesine harika bir aşkla bağlı, gözünün içine bakan, onu ruhuyla besleyen çok az kadın gördüm yaşamımda... Ve her zaman baha büyük bir örnek olmuştur, sevgili Esin'im... Ölümünden sonra hakkında çok yazı çıktı ama bence en güzeli sevgili Hıncal Uluç'un yazısıydı... "Osman milyarların kalbinde gitti."