İster ünlü olun, ister sıradan bir vatandaş yaşamınızda size sorulan her sorunun cevabı var mıdır? Kendinize dürüst, samimi ve cesursanız mutlaka vardır. Ama bu ünlüler dünyasında biraz daha farklıdır. Çünkü hayran olduğunuz, gerek şarkılarını dinlerken gerek filmlerini seyrederken delirdiğiniz o kişilerin ne yazık ki, her soruya verecek cevapları yoktur. Ya birçok şeyi gizleme gereğinden, ya yanlış anlaşılırım korkusundan ya da aman bulaşmayayım hiçbir şeye derdinden hayranlıkla yerlerinde bile olmayı hayal ettiğiniz o ünlülerin 'yazık' bir durumudur bu. Geçtiğimiz günlerde Cengiz Semercioğlu, köşesindeki 'Ünlülere Demirel Taktiği' başlıklı yazısında bu konuyu ele almış ve ünlülere Süleyman Demirel'i örnek göstermiş. 'Demirel en sinirlendiği, en sevmediği sorularda bile spikere çıkışmaz, her soruya yanıt verir daha doğrusu verirmiş gibi yapar da vermezdi" demiş yazısında. Ben bu görüşlerine katılıyorum ve daha da ileri giderek ünlülerin her sorudan soruya taktiksel yanıtları olduğunu da ekliyorum. Yani onların dünyasında sahtelik, plancılık, hesapçılık diz boyu. Bir düşünsenize; dünya starlarının seslerine performanslarına bakın, bir de bizim starlara! İki elinizin parmağını geçmez ne yazık ki! Gerçek starlar ise kendi yaratıcı dünyalarında yol alırlar çoğu zaman. Medyanın peşinde koşmaktan bıkmadığı ama halkın bıktığı sahte starlarsa neon ışıklarının parlaklığında aydınlanmaya çalışmaktadırlar. Ama bilmezler ki; gün gelir güneşin ışıklarına muhtaç olurlar. Ya vakit çooook geçtir, ya neon ışıkları artık başkalarını aydınlatmaya başlamıştır. Ünün, sözün, alkışların bittiği an özün başladığı andır aslında. Tüm özleri ve ışıkları güneşten gelen gerçek sanatçılara hayat en güzel hediyesini vermiştir... Sezen Aksu'nun (Deniz Yıldızı) son albümünü dinlenirken yazılan bu satırlar Türkiye'deki böylesine özel ve aydınlanmış yürekler için bir ithaftır.