Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Eskihisar Köyü'nü zaman zaman duymuşluğum vardı gazetelerden. Çevreyle, kültürle ilgiliyseniz ve güzel ülkenizin her anlamda heba olup gitmesini istemiyorsaız bu tür konularla ilgilenmeniz, bilgilenmeniz gerekiyorsa öncülük yapmanız her Türk vatandaşının görevidir.
Bir antik kent 28 yıl önce termik santralin kömür ihtiyacını karşılamak için gözden çıkarıldı. Çok yazıldı, çizildi, eleştirildi ama ne yazık ki ülkesini seven, kültürleri, tarihi eserleri koruyan aydın seslerin değil, bürokrasinin hantal adımlarının altında kalan bu antik kentin eserleri, surları patlatılan dinamiklerle tahrip oldu ve 8 ay önce kömür çıkaran iş makinesinin paletlerine bir heykel takılınca, antik kentin kaderi yine değişti. Bu heykel
ŞANS TANRIÇASI TYKHE idi. Şansı dönen antik kent, belki de gerçek ve olması gereken durumunu şans tanrıçasının ortaya çıkmasıyla yaşamaya başladı.
Bildiğim kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tekrar arkeolojik kazı yapılmasına izin vermiş, ödenek çıkarılmış ve bir koruma projesi hazırlamış. Geçmişte devletin tercihi enerji yönünde olmuş, şimdi ise özüne, gerçeğine şans tanrıçasıyla tekrar kavuştu bu antik kent (Stratonikeia). Yani kültür turizminin kalbi olup atmaya başlayacak yeniden.
Şimdi bu kültürel bilgi ve paylaşımdan sonra sabrınız kaldıysa gerçek hayatımızdaki şans tanrılarına bir bakalım. Yaşamımız da biraz böyle değil midir aslında. Eminim birçoğumuzun yaşamında en kötü anlarımızda şansımız döner. Hele bu an aşkla ilgiliyse. Aşkı bekleyerek, acele ederek bulamazsınız. Aşk hiç beklenmedik, en savunmasız enlerin dibe vurmuşluğunda karşınıza çıkar. Aslında karşınıza çıkan da aşk değil, belki de
ŞANS TANRIÇASI TYKHE'dir, kimbilir? Yeter ki, yaşamınızda karşılaştığınız her ana bir şansmış, bir hediyeymiş gibi bakmasını bilelim. Bugün de karşımıza çıkan kişileri, olayları, anları şansla değerlendirelim, ne derseniz?