Şimdi parçasına müdahale edilen demokrasinin, yarın bütününe edilecektir.
Gazetecilerin demokrasiye yöneltilmiş silahlar olarak kullanıldığı memleketlerde, birbirini ihbar eden gazetecilik her şeyi yok edecektir.
Köstebeklerin gazeteci olarak itibar gördüğü ülkelerde ihanet baki kalır.
Gerçek demokrasiyi bulmak da mahşere kalır.
***
Bugün düzenden şikayet edenler, dün bu düzeni beslediler.
Entelektüel soysuzluğun son kullanılma tarihiyle toplumu kullanma tarihi arasında milyon dolarlar yatıyorsa, gerçek suçlular ayağa kalksın!
Seçimlerden önce ülkeyi pazarlayanlar!
***
Ne
Ergenekon, ne
AKP'nin kapatılma davası...
Hangi dava olursa olsun, gazetecilerin taraf oldukları bir tek dava vardır.
"Bağımsızlık ve haysiyet davası!" Özgürlük savunmasında birinci derece sorumlu olması gereken gazeteciliğin, kaç zamandır toplumuna ihanet ettiği kanıtlandı.
Yargısız infazların, gazeteciliğin ikramiyesi olduğu da...
Karalama kampanyalarına, yanlış düşen telefon numarası muamelesi yapanların gönlü oldu da
"yüzyılın müsameresinde" adalet yerini bulacak mı?
Ya da suçlular, sorguların sonunda gerçekten suçlu olarak kalacak mı?
***
Diktatörlük kokan bir memlekette, demokrasi tapınaklarına ihtiyacımız yok.
Özgürlük meydanlarına ihtiyacımız var.
Ve biliyoruz ki...
Bu sirk onların sirki, bizim değil.
Ama bu memleket bizim.
Çocuklarımıza adaletin üstünlüğünü miras bırakmak da, boynumuzun borcu.