Devlet Bahçeli'nin ülkenin gidişatıyla ilgili gerçekçi bir tablosu var.
Gazeteler fazla ilgi göstermemiş ama kesinlikle tam teşhis!
"Türkiye, sinsi bir bölünme ortamının bütün işaretlerini vermekte!"
Devam ediyor.
"Ülke yönetimi, hükümetin kontrolünden çıktı."
Bitmedi...
"İşbirlikçi medya gücüyle kafası ve gönlü karıştırılmaya çalışılan vatandaşlar, birbirlerine hasmane duygular besleme tehlikesiyle yüz yüze bırakılıyor."
Sonunda finali işaret ediyor.
"Küçük bir kıvılcım, büyük sosyal ve siyasal olaylara neden olabilir."


Küçük kıvılcımları aştık, ülkenin her yanında dinamitler patlatılıyor artık.
Polislerimizin şehit edildiği Amerikan Konsolosluğu saldırısının ardında, ülkeyi karıştırmak isteyen güçlerin parmakları çekiyor tetikleri.
Hangi örgütün elemanı oldukları kadar...
Zamanlamayı da dikkate alın derim.
Bir de o zalim resmi iyi analiz edin.
Yerde yatan Türk polisinin kafasına kurşun sıkacak kadar katil ruhun resmini...


Bir yandan ülkemiz bunlarla kaynıyor.
Öte yandan politika kazanı fokur fokur kaynıyor.
Geleceği gösteren pusulalar paslandığı içindir ki av dumanı kokuyor ortalık.
Kendimize dönük olmalıyız artık.
Ülke bütünlüğümüze, eski sevgimize...
Bizlere şehitlerin yangınını söndürmek düşerse, politikacılara da toplumu birbirine yakınlaştırmak düşer.
Daha ne kadar haykırır ki bir ülkenin ruhu!
"Yanıyoruz!" diye...


Şunu bilmeliyiz ki...
Bu topraklar üzerinde hepimizin aynı anda ödeyeceği bir bedel varsa...
O bedel tektir...
Bizler bu düşmanlık oyununa ne kadar maşa olursak...
O bedel, o kadar pahalıya ödenecektir.