Mustafa Kemal, köylüyü toplumun efendisi yaparken, o köylünün bir torba kömür karşılığı oyunu satacak hale geleceğini düşünmemişti kuşkusuz. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını verirken, 4 kadının aynı kocanın karşısında itaat eder hale geleceğine de ihtimal vermemişti eminim. Gençliğe hitap ederken, ülkesinin tersanelerinin bile zapt edilir hale geldiği halde, gençlerin futbol ve magazinle uyuşturulacağını da hiç hesaba katmamıştı.


Ama hâlâ bilinmelidir ki... Elimizdeki biricik hürriyeti almak isteyenlerin karşısındaki en namuslu direniştir Mustafa Kemal'in devrimleri. Kula kulluk sistemiyle, insanları diz çöktüren tarikat ağalarına karşı, dik başlı Cumhuriyet'le birlikte şerefli bir mirastır Mustafa Kemal'in devrimleri. İç ve dış düşmanlara karşı, ülkesinin bağımsızlığını koruyan en yürekli kaledir Mustafa Kemal'in devrimleri...


Memleketi satan jurnalcilere, İkinci Cumhuriyetçiler'e, kara yobazlara ve para için her şeyi yapacak kudretteki beylere, bayanlara karşı dururken, sihrini hâlâ yitirmemiş bir iksirdir Mustafa Kemal'in devrimleri. Ülkenin her yanı karanlık güçlerle teslim alınmış olsa da, koynumuzdaki güneştir Mustafa Kemal'in devrimleri. Bedeli peşin ödenmiş, gerekirse bir daha canla ödemeyi göze alanların, ölümsüz davasıdır Mustafa Kemal'in devrimleri. Haritası bozulmak istenen memleketimizin, yeminler olsun ki, her karış toprağını ölümüne savunacak yürekli askerler ordusudur Mustafa Kemal'in devrimleri.


"Susma, sustukça sıra sana gelecek" diyerek, içindeki düşmanları işaret eden, yüreklerdeki en aydınlık pankarttır Mustafa Kemal'in devrimleri. Kendi insanına insanca yaşamayı layık gören bir liderin, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir cömertliğinin sembolüdür Mustafa Kemal'in devrimleri.


Varsın değeri bilinmesin... Varsın travma hali olarak gösterilsin... Ama mahşere kadar yaşatmaya ant içtiğimiz, yediğimiz ekmek, içtiğimiz su kadar aziz ve kutsal bir şeydir Mustafa Kemal'in devrimleri...