Reklamlar, insanların gözüne olduğu kadar, yüreğine nakşederdi de...
Bir zamanlar, reklamlarda kullanılan ünlüleri ahlak süzgecinden geçirirlerdi.
Şöhretin kiri mamule bulaşırsa, yıllarca çıkmazdı çünkü.
Böyle bir mamulün piyasada itibar görmesi ne mümkün!
***
Sonrasında düzen değişti.
Paranın ve yalanın dilini konuşanlar, soysuz adamlar ve kadınlara ibadet eder oldu.
Ve şimdi onlar reklamlarında her türlü pisliğe bulaşmış şöhretleri kullanıyorlar.
Şöhretin kiri ne kadar iriyse...
Getirisi de o kadar bol oluyor.
***
İşin en acı yanı, doğru adreslere gönderilmiş mektuplar yerine geçiyor bu reklamlar.
O kirli adamların ve kadınların tanıttığı mamullerde patlama yaşanıyor.
Kazandıkları trilyonlar da caba.
Hangi kanalı açsam, karşımda bataklık güzelleri.
Hangi ekrana baksam, analara sövmenin kitabını yazan soysuz adamlar sergisi.
"Herhalde" diyorum. "Şöhret travması yaşayan toplumların, kaçınılmaz kaderi olmalı bu."
***
Bizim ülkemizde paranın ahlakı olmadığı içindir ki tanıtılan mamulün kiri de kimseyi ilgilendirmiyor.
Tanıtımı yapan kişilerin dökümü de...
O yüzden, kanamalı ahlaksızlıklar için reklam yıldızları aranıyor.
Batan geminin malı olması şartıyla...
***
Toplumdaki ahlak erozyonunun kaynaklarına indiğiniz zaman, karşınıza hep para çıkar.
Parasıyla toplumu yönlendirenlerin garip huylarını yadırgamayın.
Belki de "ne mal olduklarını" bildikleri şöhretleri pazarlamayı da sanat belliyorlar.
Çocuklarına bir gurur abidesini miras bırakmak için.