Sağlıklı beslenme kadar, sağlıklı boşaltım sistemi de sağlıklı bir bedenin olmazsa olmazıdır. Barsaklarımız aldığımız gıdaları sindirmek kadar, artıkları atmaktan da sorumludur. Düzenli dışkılama, aynı zamanda doğal bir toksin atma yoludur. Vücudumuzdaki dört detoks organımızdan biri de barsaklardır. Kabızlık ise basitçe dışkının düzenli olarak her gün atılamaması halidir. Her gün, gıdalarla birlikte, ister istemez, bedenimize birçok toksin alırız; katkı maddeleri, gıda boyaları, sebze ve meyvelere sızmış tarım ilaçları, su ile aldığımız nitrit-nitrat, bayat ve küf karışmış besinlerdeki aflatoksin, vs, vsBir de bunlara, doğal olarak sindirim sırasında oluşan toksinler, sindirim yan ürünleri eklenir ve hepsinin kısa sürede vücuttan uzaklaştırılması gerekir, bu işi üstlenen organımız da barsaklarımızdır. Eğer bir şekilde bu uzaklaştırma işleminde aksaklık olursa bu tokinler barsak iç yüzeyinden emilerek kana karışır ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkar. Yani kabızlıktan korunmak, 'detoks' un da en kestirme yoludur aslında. Kabızlığın birçok sebebi olabilir, kronik kabızlıkta mutlaka doktora başvurup birtakım tetkikler yaptırıp altta yatan sebebi bulmak gerekir. Altta yatan sebep basit bir tuvalet erteleme alışkanlığı olabileceği gibi barsak tümörü bile olabilir. Tuvalet erteleme alışkanlığı kabızlığın hiç de ender olmayan bir sebebidir, özellikle hanımlarda sıktır ve hayatın rutin karmaşasında bazen tuvalete gitmeyi ertelediğini kişi fark etmez bile. Çok çay içmek de kabızlığın başka bir sık görülen sebebidir. Buna çaydaki 'tanen' adı verilen bir madde sebep olur. Çay içiyorum diye yeterli su içmemek de kabızlığa katkıda bulunur çünkü yeterli su içmemek kabızlığın diğer yaygın sebebidir. Fazla miktarda 'pektin' içeren gıda alımı da kabızlığa sebep olabilir. Elma, ayva, portakal ve turunç kabuğundan yapılmış reçeller bolca pektin içerirler, kabızlık sorunu olanların bu gıdaları alırken aşırıya kaçmaması gerekir. Birçok ilaç, özellikle idrar söktürücüler yan etki olarak kabızlık yapabilir. Fiziksel hareketsizlik de başka bir yaygın ve önemli kabızlık sebebidir. Kabızlık, masum bir rahatsızlık gibi görülse de, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Uzun vadedeki en büyük tehlike ise kanserdir. Aldığımız gıdalardaki 'kanserojen' yani kanser oluşumuna sebep olan birtakım zararlı maddelerin mide ve barsak yüzeyi ile teması, kabızlık nedeniyle artar ve mide-barsak tümörlerinin oluşumunda oldukça önemli bir risk faktörüdür. Bu risk, çok uzun süren, kronik kabızlık için geçerlidir. Kanser kadar vahim olmasa da 'divertikül' adını verdiğimiz oluşumlar, kabızlığın diğer kötü sonucudur. Barsaklardaki sürekli gerilme ve barsak duvarındaki dejenersyon sonucu oluşan minik 'barsak duvarı cepleri' dir bunlar. Bu cepler içinde zamanla gıda artıkları birikir ve bu artıklar içinde de mikrop üremesi sonucu olay daha da karmaşık bir hal alır, karın ağrısı, gaz ve sindirim problemleri oluşabilir. Hemoroid, yani halk dilinde 'basur' denilen oluşumun da en önemli sebebi kronik kabızlıktır. Şimdi gelelim, kabızlıktan korunmanın doğal çözümlerine. Barsakları çalıştırmanın en basit yolu, sabah aç karnına içilen bir bardak saf sudur. 'Mide-barsak refleksi' adı verdiğimiz bir refleksle mide uyarılması sonucu barsaklar çalışmaya başlar. Bu, alışkanlık haline getirilebilirse 'barsak terbiyesi' de kazanılmış olur, 'barsaklar da terbiye mi olur?' demeyin, olur, her gün aynı saatte tuvalate gidilmesi kabızlığın önlenmesinde önemli rol oynar. Aç karnına içilen su aynı zamanda barsaklarda yıkama etkisi de yapar. Daha da etkili olan diğer yöntem, sabah aç karnına erik, kayısı, üzümden yapılmış bir kaşık marmelat yiyip üzerine su içmektir. Aynı işi bir-iki tane kuru incir de yapar. Günlük gıda rejiminde posalı, lifli besinlere bolca yer vermek gerekir.