Egzema ve sedef grubu cilt hastalıkları aslında yalnızca cildi ilgilendiren sorunlar değil, işin içine bağışıklık sistemindeki bir takım sorunların girdiği komplex rahatsızlıklar. Bu grup rahatsızlıklarda sorun çoğunlukla abartılı çalışıp yarar yerine zarar getiren bağışıklık sisteminde. Mikroskop altında ciltte tahribat yaptığını gördüğümüz temel hücre tipi de beyaz kürelerimiz yani akyuvarlar. Bu savunma hücreleri bazen barsaktaki yabancı bir parazite verdiği yanıtı kişinin kendi bedeninin bir parçasına, cilde verebiliyor. Tedavide her iki hastalık grubunda da kortizon içeren birtakım kremlerle bağışıklık hücreleri baskılanmaya çalışılıyor ama çoğunlukla ilacı bırakınca da nüksediyor, çünkü bağışıklık sistemindeki sorun devam ediyor. Bitkisel tedavide bu grup hastalara içten ve dıştan tedavi bir arada uygulanarak yaklaşılıyor. Dıştan, onarıcı, hücre yenileyici ve yangı dağıtıcı özelliği olan birtakım bitkisel kremler, yağlar ve losyonlar verilirken, içten de bağışıklık sistemini düzenlediği bilinen birtakım bitki, bitki özleri ve besin takviyeleri veriliyor. Yalnız bunların bir arada, kombine olarak ve doktora danışılarak kullanılması gerekiyor, tek başına hiçbir doğal maddeden mucize yaratmasını beklememek gerekir.
ÇÖREKOTU Yalnızca'mutfaktaki baharat' olarak görülemeyecek kadar geniş yelpazedeki hastalıklarda kullanılan bir fitoterapi ve halk ilacıdır. Çörekotunun şifalı gücü 300.000 yıldan beri bilinmektedir. Firavun Tutankamun'un mezarında arkeologlar,öteki dünyada dirildiğinde kullanması için konulmuş çörek otu yağı bulmuşlardır. İslam tarihinda de önemli bir yere sahiptir, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in şu hadisini hatırlatmak isterim:'Çörek otuna kıymet veriniz, zira o ölümden başka her derda şifadır.' Sanırım bu kadar geniş kullanım alanını içerdiği doğal kortizona borçlu çünkü tıptaki hastalıkların neredeyse yarısında kortizon kullanılıyor. Egzema ve sedefte kullanılan en eski besin takviyelerinden biridir. Almanya'da ve Mısır'da ilaç olarak kullanımı çok yaygındır. En önemli özelliği doğal olarak kortizona benzer bir bileşik içermesi ve uygun dozlarda hiçbir yan etkisinin olmamasıdır. Tohumları ve bundan elde edilen yağı kullanılır. Bağışıklık sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan alerji ve romatizma gibi rahatsızlıklarda da faydalıdır.
MEYANKÖKÜ Mısırda firavun mezarlarından çıkarılmıştır. Çin tarihinde önemli bir yere sahiptir, yüzyıllar boyunca Çin imparatorlarının bu maddenin ekstresini'canlandırıcı tonik' olarak senenin belirli dönemlerinde rutin olarak kullandıkları söylenir. Çin tıbbında ve mutfağında halen aktif olarak kullanılır, toksinlerden arındırdığına inanılır ve enerji içeceği olarak tüketilir. Bu ülkede bu bitkinin lakabıysa'bitkilerin atası'dır. Kortizona benzer yangı giderici bir etkisi vardır oysa uygun dozlarda kortizonun yan etkilerini göstermez. Böbreküstü bezi yetmezliklerinde, kan şekeri düşüklüklerinde, eklem iltihapları, romatizma, astım, alerji, sedef, vitiligo, kronik cilt hastalıkları ve birçok kronik yangısal hastalıklarda faydalıdır.
ÜZÜMÇEKİRDEĞİ Mitolojide Tanrıların besini diye anılan üzüm, Mısırlılar ve Fenikeliler aracılığıyla M.Ö. 4000'li yıllarda deniz yoluyla tüm dünyaya dağılmıştır. Eski Mısır mezarlarında ve yazıtlarında sıklıkla yer alır. Üzüm çekirdeği yüksek oranda PCO (proantosiyanidin) içerir ki bu madde bilinen en güçlü antioksidandır. Üzüm çekirdeğinin antioksidan özellikleri, çok tanınmış antioksidan vitaminler olan C vitamininden 20 kat ve E vitamininden ise 50 kat daha üstündür. Yüksek doz antioksidan içeren üzüm çekirdeğinin kullanıldığı hastalıkların başında Alzheimer, Parkinson, MS, ALS, bazı felçler, romatizmal hastalıklar ve kanser gelir.