Hukuk süreci devam eden bir konu hakkında, mahkemenin seyrine etkileyecek şekilde haber yapmak ya da yazı yazmak, fikir beyan etmek suçtur. Uzun sözün kısasını en başından söyleyelim ki, işin ayrıntılarına, esastan uzaklaşmak için indiğimiz sanılmasın. Yani ortaya birdezenformasyonyazısı çıkmasın. Buraya kadar anlaştıksa devam edelim. Hukuk, demokrasinin de, mutlu toplumların oluşmasının da temel dayanağıdır. Olmazsa? Olmaz! Atalarımızın, 'etkokarsatuzlarsınyatuzkokarsaneolacak?' sözündeki tuzun tam karşılığıdır hukuk. Bir tere tefessüh etmeye görsün, maazallah etki alanındaki her şeyin ahengini bozar.
EVRENSELHUKUK Demek ki hukuk, bu ülkenin göz bebeğidir ve kimse değil onun görme yeteneğini kaybetmesine, kenarına çapak düşmesine bile tahammül edemez. Dikkat etmezseniz, göze kaçan tozu çıkarayım derken, gözü çıkartırsınız. Hukuk; Anayasa, kanunlar, içtihatlar ve hakim yorumlarıyla, yargı eliyle yürütülen bir süreçtir. Evrenselhukukkralları,yüzyıllardırbütüninsanlığınyaşadığıacılardançıkardıklarıderslerintoplamıdır . Yanlışı, kimi coğrafyaların bünyesine uymama tehlikesi yok mudur, vardır. Ancak yine de, özünü bireyin mutluluğundan alan evrensel hukuk kuralları, kaosu önler, keyfiliğin önüne geçer. Bütün bunları kabul eder, kendi sınırlarınızı bilir, kararlarınızı adaletle verir, hukuku iyi işletirseniz; büyük ihtimalle yargı sürecinde, adaletin işleyişine müdahale edilmez. Edepsiz ellerin, kimi müdahale heveslerine de toplum prim vermez. Türkiye'de bu aralar, yargı işleri böyle yürümüyor. Demek ki, meselede işin özüne uymayan bir taraf var. Ya kararlar alınırken, herkesin içine sinecek netlikte evrensel doğrular sonuca hakim olamıyor. Ya da karardan memnun olmayan büyük çoğunluğu, dalavereci,cahil,iştenanlamazkesim oluşturuyor. Özelikle anayasa olarak adlandırılan temel metnin, her kesim tarafından bambaşka yorumlara maruz bırakılması, üzerinde çok konuşulmasına neden oluyor. Yargıçlar bu işten rahatsız oluyorlar. Yargı sürecini dışardan izleyen ancak etkilenen kitlelerde, doğal olarak dillerini kesip bir kenarda bekleyemiyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin 367kararı da, türbanıserbestbırakan değişikliği yok hükmünde sayan kararı da, sonucu henüz açıklanmayan AKParti'nin ve DTP'nin kapatılması na ilişkin mahkeme süreci de, kimsenin derin bir sessizlikle izlemesine müsait davalar değildir. Anayasa Mahkemesininki de dahil, bütün yargı kararları eleştirilebilir, beğenilmeyebilir, hatalı bulunabilir. Bütün bunlar kişisel arzular nedeniyle yapılırsa hukuku örselemez. Ancak bu memnuniyetsizliklerin altı, anayasada yazılanlarla doldurulursa, durum feci. O zaman adalete olan güven sarsılır ve bu işten en fazla, açlıksınırındayaşamakzorundaolan,ülkeninneredeyseüçteikisizarargörür. Böylesi hayati kararlar verilirken, kimse konuşmasın tıp oynuyoruz denilince de oyunu bozan demokratlar elbet olur.