Sevgili okur; bu ne şiddet ne celal! Postakutuma,e-maillerinizleöylebiryüklendinizki, şişman bankacı olmadığıma bin kere şükrettim. Laf aramızda şişman bankacıya kızıp beni fırçalayanlarınız da olmadı değil. Hele bir sakin olun, durun düşünün, öfkenize yenilmeyin diyeceğim ama bu işin o aşamayı çoktan geçtiği anlaşılıyor. Salı günü yazdığım "Şişmanbankacıçelimsiz'ekarşı" yazısının kopardığı fırtınadan, kredi kartı meselesinin şaka kaldıracak halde olmadığı bir kere daha ortaya çıktı. Kredi kartı mağdurlarının, nasıl bir hayat memat mücadelesi verdiklerini, bana gönderdiğiniz elektronik mektuplar, şüphe götürmez şekilde ortaya koyuyor. Yolladığınız maillerin içerisinde, sanki söz birliği etmişçesine sıkça kullandığınız; 'iyikiTakvimvar' cümlesi slogan olmuş. Anlaşılıyor ki, halkın gazetesi Takvim, milletin kredi kartı derdiyle mücadele bayrağını neredeyse tek başına almış götürüyor. Takvim'in bu konudaki kararlılığını; GenelYayınYönetmenimizFikretErtuğrul'un meseleyi manşetlerden düşürmemesinden ve FarukErdem'in köşesinden bu işin peşini asla bırakmamasından anlıyoruz. İyi ki Takvim var diyoruz biz de o zaman. Gelelim sizin bana yazdıklarınıza. Sayısı elliyi geçen ve hâlâ gelmeye devam eden mektuplarınızıntümüneyervermekmümkündeğil elbette. Ancak birkaçıyla da sizi buluşturmadan, geçemeyeceğimiz ortada. Maillerinizin neredeyse tamamına yakınında, isim ve soyadlarınızı açıkça yazdığınız için sizi tebrik ediyorum. Haklıolduğumuzudüşündüğümüzbirkonuda,yüreklidavranmakenonurlututumdur. Ancak izninizle ben, kendi inisiyatifimi kullanıp, yazıya alacağım mektup sahiplerinin soyadlarını, ilk harfleriyle kodlayarak vereceğim. İşte o hakkını arayan, cesur vatandaş tepkilerinden birkaçı: "Gürkan Bey, şişman bankacı diyerek, başka çaresi kalmadığı için kredi kartına bulaşmış olan bizleri, koydukları yüksek faizle yaşayamaz hale getiren bankaları, sevimli göstermeyin. LeventC." "Şişman Bankacı çelimsize karşı yazınızı okudum. Borcu bini aşmış bir çelimsiz olarak, şişmanları uyguladıkları faizi düşürmeye çağırıyorum. ŞeydaK." "Yazınıza teşekkür. Biz kredi kartı mağdurları, bankalarınsütineklerinedöndük. Bizi durmadan sağıyorlar. Borçlu olduğumuz için faiz vermek zorunda olduğumuzu kabul ediyoruz. Ama bir ineğin de günde ne kadar süt vereceği bellidir. Biraz insaflı olsunlar. KaanD." "Gürkan Bey, çok ciddi bir noktaya dikkat çekmişsiniz, bence de tefeci ile banka arasındaki ince fark gözden kaçırılmamalı. MusaS." "Bu kadar faiz olur mu, toptan intihar etmemizi mi bekliyorlar. Siyasetçiler bu işe el atsınlar. MehmetT." "Evimizi kredi kartıyla geçindiriyoruz. Her ay asgariyi ödemekte bile zorlanıyoruz artık. Siyasetçilerin de çocukları var, durumumuza bir çare bulsunlar. MerveD:" İntihar eden Banker Kastelli'nin bile, kredi kartında 100 bin yeni lira borcu çıktığına göre, bu dert daha çok su kaldırır. GürkanÇ.