Sayın Başbakan!
Yıllarca CHP'ye oy verdim.
Yalan değil, size karşıyım.
Ama inandığınız yolda yürüme biçiminize saygı duyuyorum.
Ve CHP'nin başında Deniz Baykal oldukça, size asla karşı durmayacağımı belirtmek istiyorum.
Yüzünüzdeki çizgilere saygı olarak.
(Bir emekli) ***
Sayın Başbakan!
Önce hayaller ölürmüş, sonra da işçiler... Tuzla'da kurban verilen işçilerden birinin yakınıyım.
Bu meseleye yabancı duran herkese uzak!
İşçilerin ortak paydası yaşamak olmalıydı, ölmek değil.
Sizin göreviniz de işçileri yaşatmak olmalı, ölüm haberlerini gazetelerde okumak değil.
(Bir işçi) ***
Sayın Başbakan!
Güneşimize kara perde çekildi.
Ne olurdu, sizdeki o sihri, sadece partiniz ve size oy verenler için değil, ülkemizin tümü için kullansaydınız.
Neler yapardınız, bir bilseniz.
(Bir öğrenci) ***
Sayın Başbakan!
Bütün belediye başkanlarının ve yakınlarının mal varlıklarının incelenmesine karar verirseniz...
Bizlerin hayır duasını alırsınız.
Çocuklarımızın çalınan ekmeklerini, bazılarının sofralarında görüyorum.
Hislerim yalan söylemez...
(Bir baba) ***
Sayın Başbakan!
Herkes kendinden olanı besliyor ve koruyorsa...
Toplumu yönlendirenler demokratik değilse...
Gazeteler ve televizyonlar adaletten değil, partilerden yanaysa...
Hepimiz tek kişilik biletle, "gemisini kurtaran kaptan" oyunu mu oynayacağız?
Ne oldu, "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz" ruhuna?
(Bir anne)
***
Sayın Başbakan!
Keşke 12 Eylül'den önce bu ülkenin Başbakan'ı olsaydınız.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı astırmazdınız eminim.
Sizin bu dik duruşunu seviyorum.
Ama Amerika'ya baş eğen tarzınızı reddediyorum.
(Bir devrimci)