Ne yani, bu ülkede yanlışları sadece iktidar partisi üretiyor da, CHP mi masum?
Sadece türbana karşı olduğu için, yasalardan muaf mı tutuluyor?
Kendisini topluma adamaktan uzak tutan Deniz Baykal'ın, ülkenin bugünlere uzanmasındaki günahları hangi dağa sığar?
Yasaklamalarla, oturduğu yerden iktidarı bir tepsi içinde bulacak da...
Toplum bunu kabul edecek mi yani?


Partiler liderlerini de hak etmelidir, genel sekreterlerini de...
Telefon dinlenmesindeki çirkinliği "tırnak içine" alalım da...
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın kirlettiği düşünceler, belleklerden nasıl silinecek?
Telefon dinlenmesindeki mağdur adamı taçlandırmak demokrasiyse, insanların inancıyla alay etmek nedir?
Böyle bir adamın Türkiye'nin siyasi hayatında söz sahibi olmasını engelleyecek bir yasa yok mu peki?
Vatandaşın saygıyla sunduğuna, saygısızlık edenler mi temsil edecek önderliği?


Rollerin eşit dağıtıldığı bir sistemde, herkesten kuşkuluyum.
35 yıldır muhalefet edip aynı nakaratlarla ülkemizi çıkmaza sürükleyen Deniz Baykal'dan da...
Sadece laikliği savunuyor diye, ona özel muamele gösteren sisteme de, asla güvenmiyorum.
CHP'nin Genel Başkan'ı da, Genel Sekreter'i de, yeteri kadar sınandılar.
Ve her seferinde, hem gönüllerde hem seçimlerde sınıfta kaldılar.
Onlara ayrıcalıklı davranan sistemin, berbat demokrasi yamalarıyla ayakta kalacağını mı zannediyorsunuz?
Gelecek zaman, bugünkü zamanın yakasına yapışmayacak mı?


Ülkenin ters esen rüzgarını değiştirmek istiyorsak eğer...
Her parti liderine ve her partiye eşit davranmak, kanun hükmünde kararnamedir.
En azından yüreklerde.


Yok eğer sadece AKP'yi kapatmakla ve Tayyip Erdoğan'ı yasaklamakla Türkiye kurtulacaksa... Vah halimize...
Filmi başa sarıp, izlemeye devam edin.
Nasılsa, gelecek de bir gün gelecek!