Bir gün sormazlar mı sizlere? "Niye sustunuz?" diye... Haksızlığa boyun eğerken, "Bana ne" dediğiniz için, vicdanınız sizi yoklamaz mı günün birinde? Kalbiniz günlük tutmuyor mu sanıyorsunuz? Mercimek, patates ve pirinçteki fahiş fiyat artışlarıyla, dünyanın en pahalı benzinini kullanmak arasındaki yakın ilişkiden, payınızı almadan mı geçeceksiniz? Öğretmenlerine tarihin en büyük bozgununun öğretildiği bir ülkede, sizlere bir harf öğretenlere borcunuzu mahşerde mi ödeyeceksiniz yoksa?
***
Aşkın da sevginin de canına okunan bir ülkede, günlük gazetelerin yalanlarını mı okuyorsunuz? Değerleri öldüren dizilerin, canlı finallerini mi izliyorsunuz? Çocuklarınız bir gün sormayacak mı sizlere? "Bir kere olsun aşkı savunmadınız mı?" diye. Göğüs göğüse çarpışmanız gereken gerçeklerden kaçtığınızı, nasıl açıklayacaksınız onlara? Ormanları villa yapılan bir memleketin, çocuklarınıza darağacından başka bir miras bırakacağını mı hayal ediyorsunuz? Onların üzerindeki ipoteği kim kaldıracak? Mışıl mışıl uyuduğunuz bir düzende.
***
Sesinizin martı çığlıkları kadar çıkmadığı bir düzende, anılar bir gün hesap sormayacak mı sizlere? Karanlık afişlerin önünde verdiğiniz pozları mı göstereceksiniz gururla? "Vay hemşehrim" mi diyeceksiniz, sömürge şehirlerinizde? Suskunluğun ömrü bitti de siz bitmediniz mi zannediyorsunuz?
***
Bir kedi kadar sataşmadan haksızlıklara... Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? Yaşamadan, sadece yaşlanarak!
***
Bir "Oooff" çekseniz karşıki dağlar yıkılırdı. Çekmediniz. O yüzden çektiğiniz çileler, çocuklarınıza kalacak en anlamlı mirastır. Aç, susuz ve uykusuz gecelerde. Cesaretini yitirmiş toplumların, kaçınılmaz sonudur esaret.