Cannes 61. Film Festivali'nde "Üç Maymun" filmiyle en iyi yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan'ın söylediği sözler, ödül kadar değerli.
"Ödülü tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme adıyorum."
Yalnız ve güzel ülke...
Her yanı içten ve dıştan düşmanla çevrilen, en değerli topraklar ülkesi.


Dünyanın en güzel memleketi.
Sevginin anayurdu.
Katledilen hukuku kıyılara vuran, padişahlar ülkesi.
Başı sıkışınca ihtilallerle anılan çaresiz ülke.
Soysuz siyasetin kamplara böldüğü canım ülkemiz.
Her köşesi haramilerin villalarıyla süslenen, dünyanın en güzel boğazına sahip, midyesinden uzak inci...
"Devletin malı deniz, yemeyen keriz" diyenlerin, yiye yiye bitiremediği bizim ülkemiz.


Dünyanın en yalnız ülkesi...
Penceresine Türk bayrağı asanların bile yadırganır hale getirildiği ülke.
Amerika'nın görev dağılımına kesintisiz itaat eden politikacılar cenneti.
Gazetecilerin yargıçlık yaptığı, mankenlerin profesörlerden daha değerli sayıldığı, üniversiteleri cümbür cemaat ele geçirilmek istenen, öğretmenlerine karanlıkları miras bırakan çaresiz ülke...
İşkencenin ödüllendirildiği, aydınların fişlendiği, telefonların dinlenmesinin demokratik sayıldığı, üçüncü dünya ülkesi.
Basın özgürlüğünün ayaklar altında gezindiği canım ülkemiz.


Nüfus cüzdanlarında "bizim" diye yazıyor ama...
Aslında bizim olmayan ülke...
Çakalların, uyuşturucu kaçakçılarının...
Kendi çocuklarını yaşatmak için bizim çocuklarımızı harcayan ağaların.
Ve haritalarımızı bozup bizleri bölünmeye sürükleyenlerin ülkesi.


Kendi topraklarımızda sürgün hayatı yaşadığımız içindir ki...
Böyle bir ülkeye yönetmen Nuri Bilge Ceylan ödülünü adıyor.
Bizler ömrümüzü...


Bu yalnız ve güzel ülkenin, bir gün bağımsız ve çağdaş bir ülke olma hayalini hiç yitirmedik.
Bugünler de geçer...
Sevginin anayurdu, hırsızları, arsızları doyurmaktan vazgeçer elbet.