Ateşli söylemlerin hızını kesen, bir el freni midir parti kapatmak? Ülkenin geleceğini garanti altına almak mıdır, bir mevsimliğine? Son perdenin gongu vurulurken, yorulmayacak mıyız, yeni bir filme başlamaktan? Demokrasinin med-cezir pozisyonundan bıkmadık... Bıkmayacağız galiba.
***
Hukukun sorgusundan kaçanlar, aklanmış sayılmazlar. Elbette hukukun üstün olduğu bir ülke hayaliyle yanıp tutuşuyoruz. Ama gerçekler arşivlerde duruyor. Kapatılan partilerin yeri üç günde dolmuyor mu? Nereye kadar gideceğiz bu demokrasi yamalarıyla?
***
Tayyip Erdoğan'ın yanlışları, Deniz Baykal'ın doğruları mıdır? Tayyip Erdoğan'ın 7 yılda yüzündeki çizgileri sayabiliyorum da... 35 yıldır muhalefet koltuğuna bağdaş kuran Deniz Baykal'ın, 70 yaşındaki gençliğinin sırrı nedir? Birini sorgularken, diğerini ülkenin umudu olarak "alternatif" tutmak, ne kadar demokratik?
***
Hava ağırlaşıyor. Meydanda yenilmeyenlerin, yenilgisi de yaklaşıyor. Bir partiyi kapatmak, o partinin liderinin "taçsız zaferine" dönüşecekse, bu demokrasi oyunda bir terslik var demektir. Parti kapatmakla uğraşacağımıza, cehaletin gözünü açmayı öğrenebilseydik. Aydınlık ve yarına umutla bakan bir ülke olurduk.
***
Demokrasiyi istediğimiz zaman beline sarılıp, dansa kaldıracağımız bir manken zannediyoruz ya... Galiba asıl sorunumuz bu.