Toprak evlerde canciğer dostluklarımız vardı bizim.
"Denizin dibinde demirden evler" türküsünü söylerdik.
Allah'ın huzur eviydi bütün mahalleler.
Annelerin gözleri iki cennet kuşu.
Babaların gözleri iki devriye.
Delikanlıların bakışlarında, haksızlığa basılmış iki mühür.
Şimdi soruyorum da
"Ne oldu bu memleketin insanlarına?" diye.
"Sır oldu" diyorlar.
***
Yolların diz boyu çamur olduğu yıllarımız vardı bizim.
İnsanların yürekleri tertemiz.
Kadınları başının üstünde taşıyor caddeler.
Kızlar mini etek giymiş ya da kapanmış kime ne!
Politikacılar adalete pencerelerini kapatmamış henüz.
Topraklarımız talan edilmiyor daha, haritamız bozulmamış.
Şimdi soruyorum da
"Ne oldu bu ülkenin bütünlüğüne?" diye.
"Sır oldu" diyorlar.
***
Meydanlarda ateşli tartışmalarımız vardı bizim.
Patronlar o zaman da işçiyi ezerdi ama grevlerimiz vardı, işçiyle öğrencinin tek yumruk olduğu yıllar.
İnsanca yaşamaya yelken açan delikanlılarımız.
Sadece Amerika'ya ve İsrail'e düşman.
Haklarında başka ne söylenmişse yalan.
Atatürk ilkeleri kutsal emanet.
İliklerimize kadar bağımsızlık.
O görkemli toplum, belediye torbalarına mahkum edilmemiş daha.
Çadırlarda el açar hale getirilmemiş.
Şimdi soruyorum da
"Ne oldu bu memleketin gururuna?" diye.
"Sır oldu" diyorlar.
***
Geçen yıllar içinde, Türkiye çok değişti.
Talan yağmurlarında zenginin adı değişti, yoksulun kaderi değişmedi.
Onlar sadece umutlarını değil, geleceklerini de kaybetti.
Galiba kazanmayı da istemediler.
***
Gönül verdikleri takımlarının kazanması veya ekranlarda yarışma programlarında birilerinin kazanması onlara yetti de...
Arttı bile...