Başkanlık yürek ister, sadakat ister. Biraz cesaret ve adalet ister.
Yıldırım Demirören'e göre
Beşiktaş'ın bu sezon şampiyonluğu çalınmış!
Sormak gerek.
"Kim çaldı?" İsim veremez!
Yıllardır
Beşiktaş'ın şampiyonluklarını çalan takımın
Galatasaray olduğunu bilir...
Ama
söy-le-ye-mez.
Adnan Polat'la yemek davası,
Yıldırım Demirören'in
Beşiktaş davasından kutsaldır.
Paper Moon'da güneş kaçta batıyor acaba?
***
Başkanlık sportmenlik ister, zarafet ister. Bilmem kaç yıllık nefreti beslemek yerine...
Trabzonspor Başkanı
Sadri Şener'in, bir açıklaması var.
"Fenerbahçe'yi yenebilmek, Trabzonspor'un asli görevidir." Elbette. Ama böyle cümleleri, sadece
Fenerbahçe maçlarında kullanmamak da,
Trabzonspor Başkanı'nın asli görevidir.
Mazi camdan bakıyor!
Bizler de gören gözlerle bakıyoruz...
Fenerbahçe maçlarındaki nefrete!
***
Gazete haberlerine göre
Sivasspor, Galatasaray'ı ezberliyormuş!
Hangi
Galatasaray'ı?
Fenerbahçe'yi yenerek alkış toplayan
Galatasaray'ı mı?
Yoksa Gaziantep, Denizli, Gençlerbirliği maçlarında hakemle puanları toplayan
Galatasaray'ı mı?
İkisinden birine kaybetmeye mahkum!
İkisinden birini yenmesi de olası...
***
Haftanın sorusu;
Taraftar dediğin kimdir? Gerektiğinde, saldırma ve küfür etme hakkını; tasarrufunda saklı tutan haydut mu?
Yoksa iyi günde, kötü günde takımının yanında duran, tutkulu bir şövalye mi?
Samandra'daki zorbalığın, yöneticilerden önce,
Fenerbahçe taraftarları tarafından tepki görmesi, çoğunluğun duruma hakim olmasıdır.
Ve haftanın en anlamlı resmidir.
***
Ama bir gerçek var ki...
Asıl zorbalar ekranların içinde, yorumculuk yapıyor.
Kimi erkek dilberi oynuyor, kimi dişlerinin arasındaki kırıntılarla.
Kimi de çocuklarımızın geleceğiyle...
Bu sirk, çocuklarımızın sirki değil.
Onların kendi sirki.
O yüzden alıcılarınızın ayarlarıyla oynayın!
***
İnsanı insan yapan soylu değerleri, ekranlarda bulamıyorsanız...
Yapmanız gereken o kadar çok şey var ki!