Millet midir kutsal olan, politikacı mı?
Başınızın üzerinde taşımaktan yorulmadığınız adamlar için mi yaşıyorsunuz?
Geleceği ayaklar altına alınan çocuklarınız için mi?
Her şeyi kadere yükleyip, yakınmayı mı seçiyorsunuz?
Kirli adamlar için suya sabuna dokunmayı mı?
***
Sizler aileniz için hamallığa mı mesken tutarsınız bedeninizi?
Yoksa yağmacı politikanın yüklerini taşımayı gurur mu sayarsınız?
Patronların buyruklarına mı eğersiniz başınızı?
Sefaletin kuyruklarına mı?
***
Sürüden ayrılmakla mı yükümlü tutuyorsunuz kendinizi?
Yoksa çobanınızı seçmek konusunda inatçı duruşunuzdan mı?
Sebep mi arıyorsunuz, oy verdiğiniz insanlardan mahşere kadar vazgeçmemek için?
Yoksa zavallı sonuçlara, kendinizden sebepler mi uyduruyorsunuz?
***
Kan tükürmek midir sizi mutlu eden?
Yoksa haksızlığın yüzüne tükürmek mi?
Politikanın potasında basket olmakla mı gurur duyarsınız?
İnsanca yaşamaya hasret kalmakla mı?
***
Göz göre göre çocuklarınızın hakkını yiyen haramilere mi açıyorsunuz gözlerinizi?
Yoksa çikolata yerine toprak yiyen çocuklarınıza mı?
Bütün ağaçlarımızı kesip, yandaşlarına arazilerimizi yağma edenlere mi alkış tutuyorsunuz?
Yoksa ocağınıza incir ağacı dikenlere mi?
***
Kaybolduğunuz yerde aramayın kendinizi, bulamazsınız.
Söz gümüşse.
Haykırmak altındır.
Bugün susarsanız, yarın haykırmaya zaman bile bulamazsınız.
***
Ama galiba geç kaldınız!
Son tren de gitti...
Şimdi ülkemize hızla bir kasırga yaklaşıyor.
Ekonomik kasırga...
Sizlere aydınlık ve bereketli bir ülke vaat edenlere sorun bakalım...
"O zaman da birbirimizi yiyerek doyacak mıyız?" diye...