Ligin koynuna her hafta biraz daha sokuluyor ihanet.
Şüphelerimizi kendimize saklamaktan başka ne yapabiliriz ki...
"Bana bir adam bulun, soyadı Ronaldinho olsun" diyen politikacılar ülkesinde, kaybedilen sadece şehirler mi sanıyorsunuz?
***
Oynanmamış maç için
"ihbarda" bulunup, savcılığa başvuran Bursasporlu eski yöneticiden, oynanmış maçların yorumunu istesek, ne der acaba?
Rizespor maçındaki mücadeleye başını mı eğer?
Yoksa Ankara'nın taşına mı bakar?
Eski dostu
Gençlerbirliği'nin kümede kalmasına parmak kaldırırken!
***
Dünyanın hiçbir ülkesinde, kümede kalma mücadelesi veren takımlar, böylesine kolay maç kazanamaz.
Bunun bir adı varsa, bir de soruşturması olmalı...
Ama belediyeler futbolumuza parmaklarını soktuğundan beridir ki...
Yüreklerin ve gözlerin tanık olması bile anlamsız olmuştur.
***
Hafta sonunda maçları izleyince gördük ki, yabancıların gösterdiği emeği, birçok yerli futbolcu göstermiyor.
Bunun adına
hatır şikesi deniyorsa.
Fahişeliğin adını da değiştirsinler...
"Hatır alışverişi" desinler.
***
Haftanın gerçeklerine gelince...
Fenerbahçeli Selçuk'un, durum 2-0 devam ederken rakibine yaptığı hareket kesinlikle penaltı.
Adnan Polat, Lincoln'e atılan tekmelere gösterdiği tepkide sonuna kadar haklı.
Tjikuzu'nun
Lincoln'e salladığı tekme de kesinlikle kırmızı kart.
Ama
Servet'in ve
Hakan Balta'nın tekmeleri,
Ayhan'ın hakeme
"Hadi lannn" haykırışı
kartpostal değil.Galatasaraylı Emre'nin horozlanma hareketinin daha masumunu
Appiah yapmıştı da, kaç maç ceza aldığını hatırlayan var mı?
Hafıza bankaları mudilerine
"balık hafızasını reddeden" posterler veriyor.
4 maçlık cezayı örtbas eden
adalet abazanlarının duvarları için...
***
Pazar günkü, yılın en önemli maçında, beklenen şey saygı.
İki takım arasında kan uyuşmazlığı olsa da, maçı şampiyonluğun karnındaki çocuklar da izleyecek.
Lütfen gürültü yapmayınız!
Geçen yılki
"vahşet tiyatrosunu" unutturmak için harika bir ortam olmalı.
Kim kazanırsa kazansın.
Alkışlarımız şimdiden hazır!
Yeter ki onurlu olsun sonuç!