Fenerbahçe, Ankara'da son saniyelerde gol yerken, aslında kendi kalbini yedi...
Hiç kimse 35 saniyelik uzatmanın mazeretine sığınmasın.
Hiçbir savunma avukatı da,
"Kezman'ın morali bozuktu, topa sinirli vurdu" savunmasını üstlenmesin.
Yılda 3 milyon Euro ödenen bir adamın, yedek kalmaya saygısı yoksa, biz ona niye saygı duyalım.
İnsanlık halidir penaltı kaçar.
Ama penaltıya böyle vurmak bir takımın başına iş açarsa, orada durup düşünmek gerekir.
Fenerbahçe Kulübü, Kezman gibilerinin gösteri alanı değildir!
***
Fenerbahçe hatalarını katlayıp cebine koyarken, önündeki maçlara bakacak. Ama Ankara'da kaybedilen 2 puanın, aslında kaç puan ettiğini görmesi de kaçınılmaz olacak.
***
Galatasaray'da bir yürek hamalı var.
Servet Çetin...
Bir insan formasına bu kadar mı sadakat gösterir, mesleğine bu kadar mı saygı duyar?
Elinden gelenin fazlasını vermeye gayret eden kaç futbolcu var bu ülkede?
Pozisyonlardaki duruşu, sanki bir yanardağ soluması...
Kaç maçtır sakat sakat oynuyor.
Emeğe saygı adına,
Servet Çetin gibilerini baştacı etmeyi de unutmayalım.
***
Beşiktaş, büyük hedeflerle ilişkisini bitirdi.
Hakemlerin, bu sezon
Beşiktaş'a karşı gösterdiği tavrı inkar etmeyelim.
Ama bu takımı öncelikle
Yıldırım Demirören bitirdi.
Yıldırım Demirören'i kaybetmekle,
Beşiktaş'ın neler kazanacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Herhalde yönetime talip olacak birileri mevcuttur.
Beşiktaş'ın geleceğinin ipotek altına alınmasına itirazı olan...
***
Kayserispor'un
Fenerbahçe karşısındaki mücadelesiyle,
Sivasspor karşısındaki mücadelesi arasında bir uçurum varsa... O uçurumda
Tolunay Kafkas gibilerinin resimlerinden uçurtma yapmak gerekir.
"Anadolu şenliği" adı altında...
***
Ligin sonu gelirken Yükselme Grubu'ndan şike sesleri geliyor.
Her ligin MR'ını çekecek yüreğe sahipseniz, gördüklerinizi yorumlayın.
Adaletsiz resimlere çerçeve olmayacaksa gözleriniz.
Ölü gözlere sahip değilse yüzleriniz.