Düşünüyorum da, bizim gibi üçüncü dünya ülkeleri için Avrupa Birliği nedir?
Cevapları sıralıyorum.
Yere çakılan uçağımızın kara kutusu.
Yargımızı şikayet edenlerin dilekçe kutusu.
Ekonomimizi yüksek faizle emen borsa hortumu.
Sırtımıza çevrilmiş Amerikan silahı.


Yaralarımızı kaşıyan kirli tırnak.
Kendini beğenmiş de, bizleri tarih boyunca beğenmemiş kibirli adamların sahte sevgisi.
Parçalanmış Türkiye haritaları sergisi...
Ülkemizi değil, partileri koruyan tel maşa demokrasi.
Bizleri geleceğe borçlandırıp geçmişe sürükleyen sinsi padişah!


Kendisinden kuşkulanmamız gerektiğini bizlere her fırsatta hatırlatan, dost kılığındaki düşman!
İktidara güvenmemizin vebali.
İçi paslı tenekeyi, dışı altın yaldızla boyayıp bizlere yutturan gazetelerin suç delili.
Sadece cebimize değil, evlerimizdeki huzura bile uzanan karanlığın eli.


Umutlarımıza layık olmayan sinsi tuzak.
Bizans harabesi.
Güneşimizi bile pazarlayan Yahudi tüccar!
Emekliliğimizi ve güvenliğimizi boğazlayan ecel tüccarı.
Bizleri aptal yerine koyan ve tek zarla düşeş attığını iddia eden hilebaz!


Çocuklarımızın alnındaki sineği baltayla kovalayan zalim.
Askerlerimizin şehit edilmesine alkış tutan peşmerge!
Türk işçilerinin, memurlarının, öğretmenlerin insanca yaşamasına rıza göstermeyen düzen patronu.


Eğer Avrupa Birliği, çağdaş, aydınlık ve ülkemizin hayrına tavır takınmaya başlarsa...
Hukukumuza saygılı olursa...
Söz veriyorum...
Ben de onlardan iğrenmeye son vereceğim!