Barış elçisi diye yollara çıkıp Türkiye'de sapık birinin hunharca katletmesiyle dünya aleme rezil olduğumuz gelinlikli İtalyan kızı, dün ülkesinde toprağa verildi. İtalyan gelin için düzenlenen törene, İtalya yetkilileri ile dünya barışı için mücadele eden yüzlerce kişi katıldı. Bundan 4 gün önce, perşembe sabahı; bir başka cinayet de Karadeniz'in batısında işlendi. Cuma günü gazetelerde küçük şekilde yer alan habere göre, Yalçın Ercan adındaki Türk balıkçısı "Karasularımıza girdi" gerekçesiyle Bulgarlar tarafından vurularak öldürüldü.
Bulgarlar'adersverilmeli Bulgaristan makamlarının açıklamasında, "Bulgar karasularına ait Rezve Deresi açıklarında avlanan Türk balıkçılar ile Bulgaristan güvenlik kuvvetleri arasında çıkan tartışma sonucu, kaçmaya çalışan Türk balıkçılardan biri açılan ateş sonucu öldü" denildi. Bulgarlar, Türk balıkçılarının kaçak avlandığını ve sınırı ihlal ettiklerini belirtmekle yetinmeyerek sınır polisine karşı geldiklerini de özellikle vurgulayıp 10 Türk balıkçısının da gözaltına alındığını duyurdu. O günden sonra bekledik ki Türkiye Bulgaristan'a haddini bildirecek! Ekmeği uğruna hayat mücadelesi veren balıkçı Yalçın Ercan'ın kanının hesabı sorulacak! Maalesef, Dışişleri'nden "Olay takip ediliyor" şeklinde vazifesavar bir açıklama çıktı. Valilik'ten de "Soruşturma sürüyor" babından öte bir adım atılmadı.
İtalyankadardeğeriyokmu? İtalyan kızın Türkiye'de hunharca katledilmesini günlerdir (Haklı olarak) mesele yapan medyamız da kendi vatandaşımızın Bulgarlar tarafından aynı hunharlıkta katline duyarsız kaldı. Ve ekmeği uğruna pis kurşunları sırtından yiyerek can veren balıkçı Yalçın'ın cenazesi, 3-5 kişinin koşturmasıyla sahiplenildi. Her 2 ölümde de hunharlık, kahpelik ve canilik olmasına rağmen herkes İtalyan kızına ağıt yakıp meşaleler taşırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin gariban vatandaşı Yalçın'a sadece ailesi ve arkadaşları gözyaşı akıttı. Adana'daki sağlık skandalında, attığı çığlıkların yankısıyla vicdanları kanatan 8 yaşındaki İbrahim'in yanmış vücudunu para için seyredenlere kızıp tıp merkezini kapatanlar, böylesine doğru işi, balıkçı Yalçın'ın ailesinden esirgememeliler. O çığlığı duyan Başbakan ve diğerleri, Türk balıkçılarına yıllardır kan kusturan Bulgarlar'a da hak ettikleri dilden dersini verip ekmek teknelerindeki emekçilere kol-kanat germeliler. İtalyan'a olan sevgi, şefkat ve merhamet, kendi vatandaşlarımızdan esirgenmemeli. Türk balıkçılarının çığlıkları da duyulmalı!