Bildiğimi sandığım yollarda kaybolmak güzel seninle. En karanlık yolların, en sonu gelmez sokakların, bir türlü bulunamayan otobanların etrafında, bitmesin istediğin zamanlarca dolaşıp durmak güzel. Kaybolmak güzel, kendini bile bulmak istemeyeceğin zamanlarda.
Uzaktan ışıkları görünen benzin istasyonuna, tarifini kafanın almayacağı yollar sormak güzel. Kaybettiğim yolları aramak yerine, çiçek satan bir roman kadının yolunu gözlemek güzel. Elleri benzin kokan çocuğun, her söylediğine baş sallamak, sağları sollara birbirine karıştırmak güzel.
Hayatın en sevimsiz virajlarında, yanına aşkı alıp, ışıksız sokakların korkutucu derinlerine aldırmadan, çift sesli bir kahkaha patlatmak güzel. Yapman gerekenleri unutup, kaybolduğunda gecenin ışık almaz zamanlarında, endişeyi yırtan şefkatin, göz kapaklarından sızmasını seyretmek güzel. Güzel be insanoğlu insan kardeşler, insanın yüreğinin 'kütttt!' 'küüüütt!' atması güzel.
Bildiğimi sandığım yollarda kaybolmak güzel seninle. Hiçbir şey bilmediğimi, içten gelen bir sevinç ve yüze yansıyan bir ürkeklikle kabul etmek güzel. Sebep olduğum zor durumu, kader sayıp, suçu üzerimden attığın anın, ellerine yansıyan mum titrekliğini seyretmek güzel. Dokunamadan bir Picasso resmiyle sevişmek gibi, ellerini bir yerlere yerleştirememe telaşını hatmetmek güzel. Ve o ellerin yardımına koşmak yerine, dünyanın en muhteşem illüzyonunu seyreder gibi yapmak güzel.
Seninle gülmek güzel. Ne muhteşem güldüğünü söylemek, gülüşündeki samimiyetin peşine düşüp, yüzünün deltasında yolumu kaybetmek güzel. Okyanus büyüklüğünde gülüşüne dalıp, derininde göl sakinliğine rastlamak ve en emin limanların bile fersah fersah uzakta olmalarını dilemek güzel.
Ahmet Arif'in dediği gibi belki, "gün biter gülüşün kalır bende". Gün çoktan bitti. Gece yeni güne mayalamakta kendini. Lakin gülüşün, bir günü daha birlikte bitiremesek de yüreğimde saklı.
Seninle hiç bilmediğim evine geç kalmanın endişesini yaşamak güzel. Geçmişimden çıkartıp, başımı öne eğerek tekrar dinleyemeyeceğimi bildiğim anne fırçasının, acıtan tadını yeniden hissetmek güzel. Bütün doğallığıyla yüzüne yansıyan endişenin pürüzsüz güzelliğine, yol vermez sokakların çıkmazını ekleyip, kaygılanmak güzel. Ve erişilmez, 'yapacak bir şey yok' cümlesinden medet ummanın acımtırak tadına...
Gece, simge olarak yüreğimize endişenin güzelliğini kattı diyebilmek, bir kahkahanın ardına can sıkıcı her şeyi gizleyebilmek ve yeniden kaybolmayı özleyebilmekAşkın varlığını bin sebebe bağlayanlara anlatılabilecek şeyler mi?
Aşk yok diyenlere aşk olsun!