2010 Dünya Kültür Başkenti olarak ilan edilen İstanbul'da, organizasyonun başlangıç atışı diyebileceğim kadar önemli ilk faaliyeti kimin yapacağını epeydir merak ediyordum.
Hemen söyleyeyim merakım hitam buldu. Başlangıç vuruşu, bu hafta sonu AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirildi. Dikkatle değerlendirilmesi ve örnek alınması gerekecek kadar önemli bir çalışmaya sahne oldu, 'Dünya Kültür Başkenti İstanbul'. Ben başlangıcı Kültür Bakanlığı'ndan ya da Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan beklerken, altın vuruş İl Başkanı Aziz Babuşçu'dan geldi. Ne diyelim devamı diğerlerine nasip olsun.
KONUŞMAK YETMEZ Bu hafta sonu İstanbul, 5 kıtanın yerel yöneticilerini, '1. Uluslararası İstanbul Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda ağırladı. Çok da iyi yaptı. İstanbul için dünyanın incisi iddiasında bulunup duruyoruz ya, bu işler kendi aramızda konuşmakla olmuyor.
Büyük hedefler, ciddi eylemlerle desteklenmeyince sonuç almak olası değil. AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın organizasyonu, içeriğinin de ötesinde tanıtım başarısı açısından fevkaladeydi.
Sempozyumdan ilginç notları elbette sizinle paylaşmak istiyorum. Ancak daha geriye gidip, Sempozyum'un tanıtım toplantısından birkaç bilgi aktarmadan geçersek eksik kalır.
Anlaşılan odur ki; AK Parti, İstanbul'da yaklaşan yerel seçimler için sahaya çıkmaya hazırlanıyor. İl Başkanı Aziz Babuşçu, Parti'sinin yerel yönetimler konusunda bir marka değerinin bulunduğunu söylüyor ve dünyanın her tarafından gelen yerel yöneticilerle yapılacak bu toplantıların, marka değerinin dünya ölçeğinde test edilmesi anlamına geldiğini belirtiyor. Bence doğru da düşünüyor.
Günümüzde mütevazı başarıların konuşulmaya bile değer olmadığı çok açık...
KÜLLİYEN YALAN Başkan Babuşçu'nun altını çizmeye çalıştığı bir yaklaşım vardı ki, gerçekten ülkemizin dünyayla entegre olabilmesi açısından ciddi öneme haiz. Başkan, 'Küreselleşme ve yerelleşme' birbirini bütünleyen iki kavramdır diyor. Elhak öyledir. Bu ülkede bir türlü anlaşılamayan ya da anlaşılmak istenmeyen mesele bu bence. Birileri sürekli Avrupa Birliği, bizi biz eden değerleri söküp atacak diyor ya, külliyen yalan! Dünyadaki yerel değerlerinin bir araya gelmesinden oluşan küreselleşme, neden bize ait olanı dışlasın ki?
MASKE DÜŞÜYOR Bu hafta sonu İstanbul'da yaşananları düşünün, herkes heybesine kendi yerel dinamiklerini doldurup gelmiş, küreselleşme dediğimiz bu paylaşımın ta kendisi işte! Buna rağmen, heybesi en zengin milletlerden biri olan bizim, elimizdekileri dünyaya sunmak yerine, ağlamaya zorlanıyor olmamız düşündürücüdür.
Evet, küreselleşmeyle birileri bir şeyler yitiriyor. Ama o birileri halk değil, egemenliklerini kaybetmek istemeyen erk. Kusura bakmasınlar maskeler düşüyor!
Bu arada İstanbul'un Metrobüs'ü, toplantıya gelen başkanların ilgi odağı olmuş. Şehrin kilitlenen trafiğini çözmeyi başarabilirse, asıl hayranları milyonlarca İstanbullu olacak.
Sempozyumu da yarın yazarız artık.