Gündemde kapatma davası var ama folklor camiası 'açma davası' ile meşgul. Halk oyunları yarışmasına Artvin yöresi oyunlarıyla katılan liseli gencin şalvarı (Nedense pantolon yazıyorlar) düşmüş, lakin istifini bozmamış o delikanlı. Donla tamamladığı oyunu bitirdikten sonra hırsından ağlamış ama arkadaşları ve hocaları teskin etmiş onu.
DELİ HORON Ardından değerlendirmeye geçilmiş ve şöyle pandominolar kopmuş jüri üyeleri arasında:
- Hiç fark etmez şalvarla, poturla ya da donla, aslanlar gibi horon oynadılar.
- Olmaz efendim. Folklorcu açmaz, açılamaz. Donla oynanamaz bu oyun.
- Hocam isteyerek açmadı ki. İş kazası gibi bir şey oldu. Hem oyunun adı da müsait.
- Ne demek o?
- Meşhur 'Deli Horon' oyunu sırasında açılıp göründü don.
- Ama Daldalan ve Coşkun Çoruh oyunlarını da donla devam ettirdi çocuk.
- Hayır ettirmedi. Eğildi toparlandı. Zaten fark etmez, önemli olan koreografi, otantizm ve ahenk.
- Katiyen kabul edemeyiz. Uçkurunu dikkatli bağlasaydı, düşürmeseydi. Kostüm giyip taşımak da önemli bir husustur halk oyunlarında.
İTİRAZLAR DİNMEDİ Neticede jüri, sırf bu nedenle 6 puan kırmış Artvin ekibinden. Bu yüzden de birinci olacakken 3 puan geriden ikincilikle yetinmiş o ekip. Ancak sonuçlar açıklandıktan sonra bile itirazlar dinmemiş. Birbirini izlemiş. Tartışmaya veliler, diğer öğretmenler ve bir kısım seyirci de katılınca, olay bir nevi
'açma davasına' dönüşmüş.
DAVAYA MÜDAHALE 'Kapatma davası' gündemin baş sırasındaki yerini aslanlar gibi korurken, kimsenin 'açma davasıyla' ilgilenmeyeceğini sezdim; "Eh bari ben yazayım" dedim. Eski bir milli folklorcu olarak böyle bir davaya kayıtsız kalamazdım ya. Haa bu arada kişisel fikrimi soran olur diye hemen beyan edeyim; "Bazı şeyler kısmetten çıkınca uçkur kendiliğinden çözülür" derim başka da bir şey demem. Ötesi devam eden davaya müdahale olur ki onu asla benimsemem.