Yakında, pek yakında, sahnelerimiz bugüne kadar az görülmüş tarzda bir konser dizisinin "harikalar diyarı"na dönecek. Bendir, kaval, tablo, darbuka, dhollo, kahon, def, kanjira, cümbüş, davul, balaban, ney, akustik gitar, gitar, klasik gitar çalgıları müziğin ebemkuşağı renkleri savururken; komuta kontrol kulesinde orkestra şef Orhan Şallıel olacak. Sevgili Orhan bu kez değnek sallamak yerine piyanosunun başından uçuracak ekibini.
ASIRLAR BOYU Sonra bir köprü mühendisi belirecek sahnede. Özcan Deniz olacak o mühendisin adı. Tanrı'nın sevenlerine bağışlayıp kalleş kurşunların pusularından çıkarttığı Özcan; taşını, kumunu, çimentosunu Anadolu'nun yüzyıllar içinde oluşturduğu alüvyonlardan tedarik edecek. Farklı etnik kökenlerin asırlar boyu bir arada yaşadığı Anadolu toprakları, Özcan Deniz'in sesi ve birbirinden önemli isimlerden oluşan o orkestra ile 'kültür köprüsü'ne dönüşecek yani.
BAŞLIYOR Usta müzik adamları o etkinliklerde bazen "Mavrova'dan Aldım Sümbül" ile Rumeli havası estirirken, bazen Doğu Anadolu'nun soğuk geceleri gelecek konser salonlarına. Özcan "Gesi Bağları"nı da söyleyecek; "İzmir"in Kavakları"nı da; "Ahirim Sensin"i de. Bazen "Yaktın Yandırdın Beni" diyecek, bazen "Beyaz Giyme Toz Olur". Hem de Kızılay'la birlikte organize edilecek bu müthiş proje. Dedim ya yakında, pek yakında, Nisan ayında, kulağınız şu seste olsun: Başlıyoooorrr!..