Paralanmak
Gazetelerin "kapatması" olan bir ülkenin "başına gelecek" olan da belliydi. "Türban meselesi!" Cumhuriyet'i ve Atatürk ilkelerini pazarlayarak, milyon dolarlık servete sahip olan özde laik, sözde büyük gazeteciler, şimdi panik halinde. Ülke elden gidiyor!
***
Satılan memleketler, bu kadar ucuza geri alınmaz ama... Bir teklifim var! O büyük gazeteciler, bu düzenin kanını emerek edindikleri mal varlıklarını iade etsinler. Ülke geri gelsin! Bu teklife ne derler! Aslında bir şey söylemelerine gerek yok. Paranın tanrılaşmasına zemin hazırlayanlar... Yarattıkları düzenin bedelini, er geç her şeylerini kaybederek öderler.
***
Gazetecilik, halk ve devlet arasına giren "gizli iktidar" pozları verdiği içindir ki kendisini ele verdi. Namuslu bir gazetecinin milyon dolarlarının olması mümkün müydü? Oldu. Her şeyin karşılığında, bir şeylerin sahibi olanlarla, olan da ülkemize oldu.
***
Şimdi kutsal bir meslekte, yükselen değer alçaklık! Yarınlarımız zift karası. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, ülke bütünlüğü de sizlere ömür. Egemen ulusun, giderek küçülen bir azınlığa dönüştürülme çabaları, yabancıların elinde kanıtlarıyla duruyor. İşte Amerikan gazeteleri, işte Fransız haritaları. İşte bize kalan "haritasız Türkiye!".
***
Bir teklifim var. Gazete patronları sadece gazetecilik yapsın. Milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın. Bakın bakalım ülkede neler değişiyor!
***
Pentagon patentli politikanın, bu ülkeyi getireceği nokta buydu. Görevini layıkıyla yerine getirenlerin, ülkemizi götüreceği adres de belli. Şimdi herkes başını kaşısın. Yarayı kanatsın ve yeniden kaşısın. Çünkü bizim gibi üçüncü dünya ülkeleri "yarasız" yaşayamaz!
***
Bu yazıdan çıkartılması gereken zorunlu ders. "Bir gün gelecek, paralar da yetmeyecek merhem almaya."