Çürümenin başlangıcı
Üçüncü dünya ülkelerinde, sezon başında reddedilen kararlar, sezonun ortasında servis yapılır. 6 yabancının yanına, ikinci yabancı, HalukUlusoy'un seçim için ordövr tabağıdır. Büyüklerden kocaman bir alkış! Bizden bir avuç dolusu protesto! "Bukadaryabancıyla,nereyegidiyoruz" derseniz, "Türkfutbolununbattığıyere" derim. 6 yabancının yanına, ikinci ıskartasını monte edenler sisteminde, eldeki yabancıların cümlesine "kaliteli" damgası vurabilir misiniz? Sezona 7 yabancıyla giren takımlardan birçoğu artı bire başvurmamış bile. 6 yabancıyla maça çıkabilen tek takım var. O da ligin sonuncusu Kasımpaşa! Yabancıların içler acısı halini anlayın. Giden paraları da çöpe gitmiş sayın. Çöpten ekmek toplayarak yaşayan insanlar ülkesinde. FatihTerim'in böyle bir ülkede aldığı maaş 135 bin YTL. Sürüsüne bereket yardımcıları da hesaba katarsanız, felaket bir rakam çıkar ortaya. Buna karşılık, Avrupa Şampiyonası finallerine katılmak, ülkenin ruhuna kur yapmak için yeterli. O yüzden bu maaşın hesabını sormak bize düşmez. Ama FatihTerim'in yabancı hayranlığı konusunda, sormamız gereken bir hesap mevcuttur. O yüzden en can alıcısı sorularla başlamalıyız işe. "AvrupaŞampiyonasıfinallerine,Macaristanmaçındakiİskoçhakeminhatasıylamıgidiyoruz?Yerlifutbolcularlamı?" Cevabı çok merak ediyorum. Türk futbolunun başındaki görkemli adamların bile, işin kolayına kaçtığı bir memlekette, kulüpleri batıran yabancıları saymakla bitiremeyiz. Alex ve Carlos gibi yabancılara can kurban. Song,Cisse gibi işçilere de kapımız açık. Ama birçok yabancının yerini dolduracak yerli gençler, harcanıp gidiyor. Yabancı hayranlığı çürümenin başlangıcıdır. Yakında milli takım oyuncularının bile yabancıdan geçilmediği bir düzene geçiş yapacağız. Gazeteler memnun, kulüpler memnun. HalukUlusoy'un bu kıyak kararı, tetikte bekleyen büyük takımların transfer silahını ateşlemesiyle acayip renklendi. Ama Türk futbolunun kalbine bir kurşun daha sıkıldı. Tetikçekenbütünparmaklarsuçludur.