Gölgede 40 derece
Sivaslı karıncaların şehrinde, daha hamarat olmayı galibiyetin ilk şartı sayan bir Fenerbahçe izledik. İlk yarıda rakibine sahadan çıkış izni bile vermedi. İkinci yarıda berbat bir golle başına dert açtı ama... Ama Fenerbahçe'nin zulasında bilinmeyen denklem çoktu. Ve Kezman'ın golleriyle, "Sivas'tan yara almadan geçemezsin konulu masalı" bitirdiler.
***
Fenerbahçe'nin ilk 20 dakikada Sivas kalesi önünde 3 net kafa vuruşu var. İlk yarıda rakip hava üssünde tüm hakimiyet Fenerbahçeli futbolculardaydı. Sivasspor'un teslim alınmış hali, aslında bu pozisyonlarda ortaya çıktı. Ve Fenerbahçe'nin daha önce resmini çizdiği pozisyonlardan, iki gerçek gol geldi.
***
Sivasspor'un her şeyi Mehmet Yıldız. Dün Mehmet Yıldız'ı sahadan silen adamın adı da Edu. Mehmet Yıldız'ın sezon başından beri ilk kez böylesine mahkum oynadığını gördüm. Ama maçın bütününe baktığımız zaman, sahaya daha iyi yayılan, galibiyeti daha çok arzulayan takım Fenerbahçe'ydi. Gökhan Gönül harika bindirmeler yaptı. Deivid usta işi oynadı. Selçuk yalın ve temizdi. Kezman da, şaşırtıcı vuruşlarla günün adamı oldu. Fenerbahçe'nin son maçlardaki gol panayırında, Kezman'ın arayı iyi değerlendirmiş olmasının da payı var.
***
Dünkü mücadelenin tek tanımı vardı: Özveri. İkinci yarıdaki 5 dakikalık kesintiyi bir kenara bırakırsak, o özveri Fenerbahçeli futbolcularda mevcuttu. Sivas'ta ayaz vardı ama sarı lacivert formaların içinde galibiyetin ateşi vardı. Gölgede 40 derece... Sivasspor'a gelince...Onların ruhu maçtan önce üşümüştü galiba. Bu kadar seri galibiyetle hiçbir takımın uzun yaşama sırrı olmadığını öğrendiler. Onlara da bu yangını söndürmek düşer.