Carlos'un evlatlığı
Yoo kimse itiraz etmesin. Bu ülkenin futbolundan onca insan geldi geçti de, Roberto Carlos gibisi geçmedi. Hataları bile en kolay bağışlanacak adamdır Carlos. Onun kadar yol gösteren başka biri yok. Bir simya formülü. Piyano tuşlarının üzerinde yürürken, sanki ayaklarıyla şarkı söylüyor çocuklara. Gözleri uyku tutmuyor ya, maçlardan sonra çocuklar için gökyüzüne çıktığını düşünüyorum bazen. Cennet çocuklarının maçı oluyor akşamları.. Gökkuşağının saçlarından çizilmiş kaleler var. Aydede onu bekliyor, "Nerde kaldı bu adam?" Çocuklar tavşan kadar hızlı. Roberto Carlos bir kaplumbağanın içine girmiş, kaplumbağanın sırtında mumlar yanıyor. Gökyüzünde her şey ışık hızıyla ama, Roberto Carlos'dan başka hangi futbolcu, bir kaplumbağaya ışık kadar hız verebilir ki! Bazı geceler gökyüzüne baktığınızda yıldız kaydığını görürsünüz ya... Ben diyorum ki... Sırtındaki mumla kaplumbağanın içindeki Roberto Carlos koşuyor. Kayan yıldız, onun mum ışığı... Tıpkı sol kanatta, sokak çocuklarıyla bile futbol oynasa, sempatisini ve ciddiyetini yitirmeyen Roberto Carlos'un ışığı gibi. Bugün diğer takım taraftarlarının bile sempatiyle baktığı ve çocuklarına sevgisini yasaklamadığı tek futbolcudur Carlos. Ondaki futbol terbiyesi, şu sıralar en anlamlı ders kitabıdır. Dünyanın en büyük takımlarında futbol oynayıp, ardından da Urfasporlu futbolcu kardeşleriyle aynı ciddiyette mücadele etmek, ancak Roberto Carlos'a hastır. O maçta da gördüm ki, bütün sahipsiz çocuklar onun evlatlığıdır. Urfaspor maçından sonra Carlos'un ne yaptığını merak etmiyor musunuz hiç? Sahaya evlatlığıyla birlikte çıktığı bir maçtan sonra?