İfade özgürlüğü (2) b) "Allah şikayet eden kadının sözünü duydu." Havle bir an için Hz. Peygamber'den netice alamadı. Derdinin çözülmediğini görünce, durumu Allah'a arz etti. Havle, oradaki kanalın da açık olduğunun bilincinde idi ve o imanı taşıyordu. Bakara 186'yı biliyordu ve onu ruhuna sindirmişti. Sanki sorunu Allah'a götürünce çözümün geleceğini biliyordu. "Sen kocana haram oldun" görüşünü Allah katına sunarak, gerçek çözümü istedi ve bunu almış oldu. *Havle, Hz. Peygamber'in fetvasını beğenmeyince durumu Allah'a bildirdi. Bundan şunu anlıyoruz: Yöneticiler hata yaptığında, yönetimi hukuka davet edecek bir yüksek makam olmalıdır. İşte Havle'nin bu şikayeti; çağdaş hukuka, yönetime, bir üst makama müracaat edip haksızlığı önleme yolunu getirmektedir. Gelenekler sorgulanmalı * Havle, geçmişten gelen töreyi, geleneği sorgulamayı Hz. Peygamber'in görüşüne bırakmadı, sorgulamayı Allah'a kadar götürdü. Onun bu davranışı, bir erkeğin hanımının sırtını annesine benzeterek onu boşama töresini ve geleneğini kökünden sarsan ve değiştiren bir sorgulama olmuştur. Demek ki, bir insana zarar getiren, haksızlığa yol açan, özellikle kadın haklarının çiğnenmesine neden olan bir töre veya gelenek sorgulanabilir, değişime mahkum edilebilir. Gelenekler, töreler, adetler, insan hak ve özgürlüklerine, topluma, aile hayatına ve ilişkilerine zarar veriyorsa Havle'nin dayanılmaz sorgulaması ile sorgulanmalı ve tarihin mezarına gömülmelidir. Onların yerini, tarafsız hukuk ve evrensel ahlak değerleri almalıdır.
Görüşler tenkide açıktır Kadın hak ve özgürlüklerinin abidesi olan bu olgu bize şunu da öğretmektedir: Peygamberler bir boyutları ile kuldurlar. Kul olma özellikleri ile görüş beyan ederlerse tenkide açıktırlar. Peygamberlerin her konuştukları söz vahiy değildir. Eğer olsaydı, Havle Hz. Peygamber'le mücadele etme, tartışma yetkisini kendisinde bulamazdı ve Hz. Peygamber'in o büyük hoşgörüsü ve özgürlük dolu tavrı ile karşılaşmazdı; ona müsaade edilmezdi. Bu olguda düşünce özgürlüğünün Hz. Peygamber'in beşeri boyutuna kadar uzandığını görüyoruz. Kısaca şunu söyleyebiliriz: Özgürlüklerin tellallığını yapanlar, onlara sahip çıkanlar gelsin özgürlüğün ne olduğunu buradan öğrensinler. Bu; genelde insan hak ve özgürlüklerinin, özelde kadınların düşünce, ifade ve savunma özgürlüklerinin Kur'an tarafından ne kadar eskiden temellendirildiğini de göstermektedir.
'Allah işitendir, görendir' c) "Allah ikinizin konuşmasını işitir. Çünkü Allah işitendir, görendir." * Hz. Peygamber'le Havle'nin karşılıklı konuşmalarını Yüce Allah duyuyordu. Bunun anlamı, meselenin çözümüne Allah'ın karışmak istediğidir. Artık hüküm verme yetkisini Yüce Allah aldı ve sonraki çözümünü de ortaya koydu. Demek ki dini bir konuyu çözmek için konuyu Yüce Allah'a havale etmek gerekiyor. Allah'a yani Kur'an'ına müracaat etmek zorunlu olmaktadır.
* Diğer taraftan bir konuyu tartışanlar, Yüce Allah'ın kendilerini duyduğunu ve gördüğünü bilmeli ve ona göre tartışmanın formatını düzenlemelidirler. Taraflar, bir gün bu konuşmaları nedeniyle sorgulanacaklarını bilmeli ve buna kesinlikle inanmalıdırlar. Netice olarak diyebiliriz ki, Mücadele Süresi 1. ayet başlı başına bir özgürlükler öğretisi sunmakta, Kur'an okulunun ana konularından birini vermektedir.