Yosma geceler
Gecenin marifeti gündüzde yoktur. Gece yosmadır bir kere. Kaltaktır... Kancık, kahpe, pislik... Ve sanki vesikasız bir fahişedir gece. Saatli maarif takvimlerinin evden kaçan, düşen, kötü olan kızı zamanlarıdır. Hafifmeşrep karanlıklardan biçili siyah donunu bacaklarına geçirip, "çarka çıkar", "işler tutar", "uçuşur".
YILAN BİLE... Ve yalnızca 'büyümüş insanların' suç ortağı, suç ortamıdır gece. "Yılan bile su içene", geceler de çocuklara dokunmaz bir tek... Masumiyetin zırhını istese peynir gibi kesecekken, kılına bile dokunmaz çocuk uykularının. Bir çocuk, bir gecede, uykudadır bir vakitler... Gece ise yine nafile nöbetindedir. 'Büyümüş' insanların fuhuş düzeni aldığı saatlerde, ara sokakların kaldırımlarına, cümle pezonun, tekmil zavakın, el uçkurlarıyla raks eden gölgeleri düşmüştür çoktan.
DİKİZE ÇIKAN Çocuk uykudadır... Aaah, vah ki; yatarken penceresi aralık kalmıştır aklının. Yeryüzünde fuhuş krallığının tebaası "iş üstündeyken" gökyüzlerinin hatırı sayılır hayal kahramanları "dikize" çıkmıştır alt tarafları. Rüzgar kanatlı atlarının üzerinde Çin'den Maçin'e seyr-i sefer eden düş süvarileri, yorgunluk arası kollamaktadır yukarıda.
AH O ÇİZGİ ROMANLAR Bir gözleri keskin tayfasından diyelim ki: "Sipru", kesik attığında, berrak kalmış bir çocuk odasını, çocuğun açık kalmış o akıl penceresini görür aniden. Yanı başında Kinowa, Pekos Bill, Gökler Hakimi Gordon. Arka safta Konyakçı, Rodi, Profesör Oklitus. Az geride Gennaro, Avukat Konoli, Albay Brown ve diğer bütün hayaller, kahramanlar bölüğüne "işmar" eder açık pencereyi.
KAF DAĞI'NIN ARDI Hep birlikte, hürra ve dörtnala, girer kurulurlar uykucu çocuğun aklına. Yarın olur, çocuk uyanır, aklında nal izleri kalır... İzi sürer. Yerde bir erik bulur. Bir alageyik kapar eriği. Kaf Dağı'na kaçar. Çocuk sürer izini. Masallar dünyasının böyle bulur yerini. Veee o çocuk büyür. Biz olur, siz olur, o olur. İçimizden biri olur.
|