Turistik kafa!
İster sokaktan çevirin, ister örgütlü anket yaptırın, Türkiye sınırları dahilinde memleketini sevmeyen bir tek insan bulamazsınız. Fakat bu eşi bulunmaz vatan sevgisinin hemen yanında, neden burnumuzun bir türlü pislikten kurtulamadığını, tabiatın bizim insanlarımızın uyguladığı işkenceye direnmek için ne acılar çektiğini anlayabilmek için de, Einstein'ın dehası bile yetmez. Biz vatanı acayip seviyoruz, vatan ise ellerimizde inim inim inliyor.
***
Milliyet gazetesi güzel bir haber yaptı geçen hafta. Yaşar Anter imzalı. Bodrum'un ünlü Torba tatil yöresinde, turistik etkinlik gösteren Regal Resort Otel, foseptik pisliğini atık sularla birlikte caddeye bırakıyor. Caddede 500 metre kadar ilerleyen pislik, daha sonra Torba Koyu'na dökülüyor. Masmavi koy, kısa bir sürede lağım rengini alıyor. Milliyet, bu çok önemli haberi resimlerle de ispatlı delilli hale getirmiş.
***
Mahalle muhtarı ile Torba Güzelleştirme Derneği üyeleri hemen otele baskın veriyorlar ve tutanak tutulmasını sağlıyorlar. Belediyeye ve Kaymakamlık'a da şikayette bulunuluyor. Devlet olaya el koyuyor. Resmi işlem başlatılıyor.
***
Şimdi sıkı durun. Resmi işlem ne biliyor musunuz? 2 ila 4 bin lira arasında para cezası! O da uygulanacak! Cak cak!
***
Yine sıkı durun. Bu otel, aynı şeyi daha önce 4 kez daha yapmış. Demek ki, kesilen para cezaları adamlara hafif geliyor. Tınmıyorlar, umursamıyorlar.
***
Bodrum, bizim cennet yörelerimizden biri değil mi? Buradaki tabiatın korunması, ülkemizin ve milletimizin en değerli varlıklarının korunması anlamına gelmiyor mu? Geliyor. Öyleyse nedir bu 2 bin lira para cezası? Regal Resort Otel, kapısına her belediye zabıtası geldiğinde, 2 bin lirayı gözden çıkartmış olsa, Bodrum'un bo.a sarmasına izin mi verilecek? Bodrum'da bizzat doğanın güzelliğinden para kazanan bir şirketin doğaya bu ihaneti karşılıksız mı kalacaktır?
***
Belediyeler ne işe yarar? Niçin doğayı katletmekte bu kadar direnen bir işletme için, daha caydırıcı bir ceza ve uygulama yönüne gidilmez. Ki, bir daha değil lağım suyunu sokaklara ve denize bırakmak, bahçedeki çiçekleri sularken bile elleri yürekleri titresin.
***
O otelin sahiplerine, işletmecilerine, yöneticilerine gidin sorun bakalım, "Siz vatanınızı seviyor musunuz?" diye, ne cevap alacaksınız? Ulusal değerlerin, ülkesel zenginliklerin, küresel var oluşun ve doğanın bize sunduğu nimetlerin önüne, para denilen şeye açgözlü tapınma geçtiği içindir ki, insanlar bu fütursuzluğu gösterebiliyor. Yarın bir gün, Tabiat denilen devasa güç insanları püskürtmeye, cezalandırmaya başladığı zaman, yerküreyi kuraklık, kıtlık, sel ve sarsıntılar sardığı zaman bugün tatlı tatlı kasalarını dolduranlar ne yapacak onu berak ediyorum. Artık çuvalla paranın bile hiçbir şey satın alamadığı zaman, o paralarını nereye sokacaklar acaba?