Buzdan atlar eridi
Dün gece Olimpiyat Stadı'nda Büyükşehir Belediyespor'un şampiyonu yıkmanın temel atma töreni vardı. Muhteşem bir tören... Onlar harika bir mücadeleyle üç puanı alırken, Fenerbahçe lige sancılı bir başlangıç yaptı. Kendini geçen yılda unutmuş bir şampiyon gibiydi Fenerbahçe. Şampiyonluğun buzdanatları, dakikalar ilerledikçe eridi gitti. Onların teri bile "bayattı", futbolları gibi...
***
Baktım da, koca takımda ön saflarda savaşan bir futbolcu bile yok. Herkes birinin arkasına saklanmış. Defans kendi kalesine dönük oynuyor. Sadece Roberto Carlos, pozisyonu hızlandıran adam. Topu veriyor, kaçıyor ama aynı dili konuşacağı bir tek adam yok. Maçtan önce korkularını biriktirdiğini düşündüğümüz Büyükşehir Belediye, ilk yarıda iki harika gol atarak, bizleri yanılttı. Ardından da maçın mutlak hakimi olarak,, nasıl hazırlandıklarını özellikle Zico'ya gösterdiler.
***
Alex'in varlığı bu takım için her şey, yokluğu çok şey. Alex'in zoraki yokluğunu, Tümer'le gidermek pek akıl işi değil. Tümer'in ciddiye almadığı maçlarda, ruhunu formasının içine soktuğunu gören yok. Belli ki, yaz tatilini bitirmemiş henüz. 24. dakikada kaçırdığı bir pozisyon var. Ondan daha zor pozisyonda Murat Ocak golü attı.
***
Dün gece Fenerbahçe kaybetmedi, Abdullah Avcı'nın çocukları kazandı. Çünkü Fenerbahçe kazanmayı gerektirecek bir ruha maç boyu hiç sahip olmadı. Sarı lacivertliler uykusu gelen bir mücadelenin uyuşuklarıydı ama beni en çok şaşırtan Aurelio oldu... Onu hiç bu kadar bitik görmemiştim. Sahanın yıldızları Sertan ve Efe'ydi. Gecenin özeti: "Bakırın sadeliği, altının görkemini yendi." Abdullah Avcı'nın futbolcularına şırınga ettiği ruh, dün gecenin sonucunu belirleyen en önemli etkendi. Zico'ya gelince... Hafife alınan gerçekler, pahalı bedeller ödetir. Görünen bir şey var ki, Fenerbahçe'de çarşamba gecesi için yangın büyük görünüyor. Bir kova su ve su tabancasıyla yangını söndürmek pek mümkün değil. Üstelik böylesine kurak bir ülkede.