Eski tüfek: KEZMAN
Almanya'da bir futbol festivali vardı sanki. Ey futbol, söyle nerde kalmıştık diye özlemlerimizi dışa vururken, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bıraktığımız yerde kalmadığını gördük. Göze hoş gelen harika bir mücadele vardı sahada. Fenerbahçe'nin ayağa ve garantili pas yapan sisteminde, orta alanı kalabalık tutmasına karşılık, Beşiktaş'ta geri çekilen orduların ani çıkışlarına şahit olduk. 12. dakikada 2 net pozisyonu harcayan siyah beyazlılar, golü kalelerinde gördü. Deivid'in golünde, Alex'i asistliğine zorlayan Kezman'ın ara pası muhteşemdi.
***
Ama Edu'nun yanlışların elinden tuttuğu pozisyon, Beşiktaş'ı harekete geçirdi ve dengeleri bozdu. Beşiktaş'ta gençlerin direnci ortaya çıkınca, ilk yarının sonlarına doğru Fenerbahçe'nin azaldığını gördük. Roberto Carlos, eski bir tüfek gibi dimdikti ama beklenen oyununu gösteremedi. Birçok pozisyonda geceye çarpıp geri döndü.
***
İkinci yarıda kupa şehveti ve kazanma arzusu Beşiktaş'ta daha çoktu. Ama bu kez geri çekilen orduların ani çıkışını Fenerbahçe'de izledik ve Kezman harika bir gol attı.. Beşiktaş, kontrolü ele geçirmenin sarhoşluğunda, kendi yenilgisini seyretti. Elinde olmayan nedenlerden ötürü kazanamadı.
***
Fenerbahçe ise, iyi oynadığı dakikalarda yapamadığını, çöktü sanılan dakikalarda yaptı. Gençlik ateşine, gençlikle karşılık vermenin karşılığını aldı. Dün gecenin aynasına bakıp, iki takımın gerçeklerini sorgulamak gerekirse... Aurelio ve Önder Turacı "forma aşkını tazeleyen" isimler olarak alkış topladı. Kezman gecenin starıydı. Eski bir tüfek gibi dimdikti. Kendine hakim olduğunda bu yıl çok işi işler yapacağına şüphemiz yok. Serdar Kurtuluş ve İbrahim Kaş da gençlik ateşinin temsilcileriydi. İki takım için de birtakım endişeler mevcut. Gelecek pazartesi daha aydınlık günler görmek dileğiyle...