Ya güven sarsılırsa
Ekonominin zayıf karnı, "cari işlem açığı." 2006'da, Türkiye'nin bütün döviz gelirleri (yurt dışı müteahhitlik, taşımacılık, ihracat, turizm ve işçi dövizleri vs.) 122 milyar dolar oldu; giderler ise 153 milyar dolar. Bu durumda, geçen yıl cari işlem açığı 31 milyar dolar gibi yüksek bir seviyeye ulaştı. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, bu açı ğın, "güven" ile kapandığını söylüyor. 2006'da, yabancıların, Türkiye'ye "sıcak para" diye adlandırılan 41 milyar dolar yatırdığı belirtiliyor. Ayrıca, doğrudan yabancı sermaye yatırımı, 26 milyar dolar oldu. Böylece cari açık rahatça kapandı; Merkez Bankası rezervleri de arttı. Ama, bir kere güven sarsılırsa, bu açık, ekonomide büyük sarsıntı yaratabilir. Sözgelimi cumhurbaşkanlığı seçiminde sergilenen "demokrasiye müdahale" biraz daha uzatılsaydı ve derinleşseydi, kıyamet kopardı. Bugün cari açığın Türkiye'nin başına belâ olmamasının yegâne sebebi, ülkemizin istikrarlı bir gelişme kaydetmesi ve yabancı paraya, dünya ortalamasının üzerinde faiz verilmesi. Tehlike çanları çalar, ekonomide olumsuzluklar baş gösterirse, ülke riski büyüyeceği için, "Zararın neresinden dönersek kârdır" diye düşünenler, arkalarına bakmadan kaçıverir. Financial Times gazetesi, Türkiye'deki işadamlarının, AK Parti'nin ekonomi politikasını beğendiğini, ama laiklik konusunda endişe duyulduğu için, oyunu bu partiye vermeyeceğini yazdı. Görülüyor ki, AK Parti ancak, geniş halk kitlelerinin dirayeti ve sağduyusu sayesinde, tek başına iktidara gelebilecek; dolayısıyla rejim korkusuna düş en zengin kesimi, gene, aklıselim sahibi Anadolu halkı kurtaracak.
|