Karakol baskını
Tunceli'nin Pülümür ilçesine 30 km uzaklıkta Kocatepe Jandarma Karakolu. 7 asker çarpışarak vuruldu, şehit düştü. Bir o kadarı da yaralı. İki önemli nokta var, konuşulması gereken.
***
Yıllar sonra yine nasıl oluyor da, karakol baskınları başlıyor? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve kamuoyunun bütün dikkati, kuzey Irak bölgesine yoğunlaşmışken, bu bölgeye olası bir harekat için yeterli baskı usul usul oluşturulmaktayken, aniden... Sınırdan çok içeride bir bölgede, Pülümür'de, hain bir saldırı düzenleniyor. Ne söylenmek istenmiş olabilir? Ey Türkiye! Terörün menşeini Kuzey Irak'ta arama. Terör senin içinde!.. Zaten 2 hafta önce de Başkent Ankara'da değil miydi terör? Bir şey daha olabilir: Sen önce içeriyi sağlama al, sonra dışarıya bakarsın!
***
İkinci nokta, daha çok teknik bir konu. Gazetelere yansıyan yarım yamalak haberlere bakılırsa (Zaten nedense her şey yarım yamalak biliniyor), teröristler jandarma karakoluna "tanıdık bir araçla" sızmışlar! Kimisi Karakola her zaman ekmek getiren cip diyor, kimisi bir vatandaşın gasp edilmiş aracı. Ama ortak bilgi, aracın karakol tarafından tanınıyor olması.
***
Benim aklımı ve vidanımı rahatsız eden teknik soru şu: Ateşin orta yerinde görev yapan bir askeri karakol, nasıl olur da, "Biz bu aracı tanıyoruz" diyerek arama ve kontrol önlemlerini ihmal edebilir? O karakolun komutanının ve onun da üstlerinin, askerlere şu kesin emri vermiş olmaları gerekmiyor muydu: Babanız gelse tanımayacaksınız! Önce güvenlik kontrolü! Çünkü terör kalleştir, her şeyi yapabilir. Emir verildiyse, o iki uğursuz katil karakola nasıl sızdılar? Biliyorum, teknik bir konudur, detay gibidir ama gereken yapılsaydı, 7 asker şimdi yaşıyor olacaklardı.